12 Aralık 2014 Cuma
Menajer Demeçleri
Millet olarak konuşmayı sevdiğimiz bir gerçek. Buraya geleni de kendimize benzetiyoruz. Takımda uzun bir süredir futbol anlamında ayaklar çalışmadığı için çeneye mi vuruyor nedir futbolcular, yöneticiler, teknik heyet derken son zamanlarda menajerler de konuşmaya, röportaj vermeye başladı.
Sneijder'in menajeri Albers bu konuda zirveyi kimseye vermiyor. Öyle ki, arkadaş Sneijder'in kendisinden fazla konuşur durumda ve her gün ayrı bir TV'ye ve gazeteye konuşurken görüyoruz, okuyoruz. Kendi kendine sokak tabiri ile "gider yapıyor", sözleşme istiyor, rest çekiyor sonra İstanbul'u ve Galatasaray'ı çok sevdiklerini söylüyor. Bununla da yetinmeyip, söylemeyen bir o kalmışçasına Galatasaray'ın nasıl yönetilmesi gerektiği hakkında beyanda bulunuyor. Bu gidişle yakında spor programlarında yorumcu olarak görürüz arkadaşı.
Dün ise Eskişehirspor ve Arsenal maçlarında gayet kötü bir performans gösteren Sinan Bolat'ın menajeri konuştu. Muslera'nın Dünya Kupası'nın en kötü 3 kalecisinden biri olduğunu, Muslera satılmazsa takımda kalmayacaklarını, Galatasaray'ın Uruguaylı kaleciyi satmazsa üzerine para verip göndermek zorunda kalabileceği gibi saçmalıklar dışında Burak ve Selçuk'un anca Çin ya da Katar'da oynayabileceğini söylemiş. Görünen o ki ortama hızlı bir giriş yaparak Albers'i geride bırakmak istiyor kendisi.
Bruma'nın menajeri de konuşmuş ama o nispeten daha oturaklı açıklamalar yapmış. Birkaç ay önce de takımda en çok konuşması gereken isim olan Selçuk'un menajeri konuşmuştu.
Neuer'in menajeri olduğunu sanan birisi bile takım kaptanı hakkında atıp tutarken, her anlamda takım olmaktan çıkıp toplama kampına dönen kulüpte birlik ve beraberlikten söz etmek de pek mümkün değil.
Etiketler:
Albers,
Galatasaray,
Menajer,
Sinan Boalt,
Sneijder
Bir Yılda Değişenler
Sezon başındaki o malum "kek kalıbı"nın laneti midir bilinmez ama bu sezon Galatasaray için pek iyi hatıralar barındırmıyor.
Çok değil sadece 1 yıl önce bu zamanlarda daha zorlu bir Şampiyonlar Ligi grubunda bulunan takım kar yağışı nedeni ile ertelenen maçta Juventus'u 1-0 yenerek 2. tura yükselmişti. O sıralar askerdeydim ve benim için güzel bir anı olmuştu.
Bir yıl sonra ise Galatasaray adına Şampiyonlar Ligi pek de hatırlamak istemeyeceği bir dönem oldu. Tarihimizin en kötü "Devler Ligi" performansını gösterdik. Üst üste 5 maç kaybettik, ilk kez 19 gol yedik ve gruplarda en çok gol yiyen Türk takımı olduk. Üstelik ilk maçta son saniyede Chedjou'nun ekstra hareketi olmasa 0 çekecektik.
Galatasaray'da yaşananlar için genelde "film gibi" ifadesini kullanırız. Bir yıldaki gelişmeler de bu filmin devamı niteliğinde. Ama geçen seferkinin aksine bu sefer konu dram...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)