28 Nisan 2013 Pazar
2008...Sivas...2013...Gaziantep...Galatasaray...Şampiyonluk
Geçen hafta Elazığ galibiyeti ve Fenerbahçe'nin Gençlerbirliği mağlubiyeti ile avantaj daha da arttı. Gaziantep deplasmanını uzun süredir 2008'deki Sivasspor deplasmanına benzetiyorum. Müthiş maçı 5-3 kazanmış ve şampiyonluk yolunda çok zor bir viraj dönmüştük. Aynı havanın, kenetlenmenin oluşması, şampiyonluk öncesi aynı zorluktaki deplasman. O dönem Sivasspor teknik direktörü Bülent Uygun'du. Şimdilerde Gaziantepspor'un başında gene Bülent Uygun var.
Çok zor bir deplasman. Gaziantepspor düşmemeye oynuyor ve iyi de oynuyor. Son yıllarda Gaziantep performansımız da pek iyi de değil. İşi daha fazla uzatmaya gerek yok. Gaziantepspor maçını kazanırsak içeride Sivasspor'a karşı şampiyonluk maçına çıkacağız. Allah utandırmasın.
27 Nisan 2013 Cumartesi
Özel...Dahi...Efsane...
Jose Mourinho'nun Chelsea'ye döneceği dedikoduları fazlasıyla artmış durumda. Hem Chelsea kanadı hem de Mourinho kanadı birbirini unutamadığından sıkça söz ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda Chelsea tribünlerinde açılan bir pankart; ''Special, Genius, Legend... Jose, Come Home''
23 Nisan 2013 Salı
Drogba ve Hagi
Geldiği günden beri saha içi, saha dışı hareketleriyle bizi kendine hayran bırakan Drogba, dün kişisel instagram hesabından Hagi'nin fotoğrafını ''Karpatların Maradonası, Efsane'' yorumuyla paylaşıp bir kez daha gönülleri fethetti.
Daha ne yazılabilir ne denir, kelimeler yetersiz kalıyor bu adam için.
21 Nisan 2013 Pazar
Galatasaray 3 - Elazığspor 1 | Son 3
Maçtan 4-5 gün önce Elazığspor teknik direktörü Yılmaz Vural '3 puan almaya gidiyoruz' demişti. Bir nevi bunu saha da uygulamaya çalıştılar, pozitif futbol oynama çalıştılar ve bu da maçı kaybetmelerine neden oldu. İki takımın attığı gollerin hepsi bireysel hatalardan kaynaklanan gollerdi.
Ligin sonu yaklaştıkça iki takımında farklı hedefi vardı ve puan kaybı tahammülü yoktu. Golle maça başlamak Galatasaray'ı çok rahatlattı. İkinci golden sonra Dany'nin al da at pası! ile farkı hemen bire indirdi Elazığ ama Drogba skoru belirledi.
Maç 3-1 bitmiş olabilir ama net 1 penaltı, Melo'nun pozisyonunun kartsız geçilmesi (ki en kötü sarı kart verilmeliydi) ve en az 2 tane %100'lük gol pozisyonunun ofsayt nedeni ile kesilmesinin bir izahı yok. Önde oluyor olmak, bu hataları örtmüyor.
Melo son 1 aydır gerçek Melo gibi oynuyor. Bu maçta da iyiydi. Umarım sezon sonuna kadar çok daha bu performansı arttırır. Burak ise Real Madrid maçından sonra sebebi anlaşılamaz bir hal içerisinde. İlk maçta haksız bir şekilde cezalı duruma düştü, yapılan itiraz da reddedilmişti. Geçen hafta Karabük'te, bu hafta da Elazığ maçlarında bir problem olduğu çok bariz. Eski ısıran, saldıran, hareketli Burak yok ortalarda. Kafasına bir şeyi taktığını çok belli ediyor. Bu kritik haftalarda daha dikkatli olmalı.
Hafta içi idmanda sakatlanan ve riske edilmeyen Sneijder'in yerine oynayan Yekta hatasına telafi ederek iyi mücadele etti ama halen büyük maçlarda güvenilecek bir isim değil. Dany'e gelecek olursak, goldeki komik hatası dışında maçta sürekli bomba gibi. Top ondayken, ona gelirken rahat olamıyor insan.
Drogba'nın Galatasaray forması giymesine neden olan herkese binlerce kez teşekkürler. İnsan bu rüyanın hiç bitmemesini istiyor. Saha içindeki oyun zekası, mücadelesi, kalitesiyle bambaşka birisi. İnsan gerçekten Chelsealileri kıskanıyor. Komik gelebilir ama halen inanamıyorum parçalıyı giydiğine. Tek başına bir takım. Gönül uzun yıllar parçalıyı giymesini istiyor, umarım giyer. Saha içinde gerçek bir lider ve bir kaptan gibi yönlendiriyor takımı.
Güzel oyun, güzel galibiyet ama ofsayt konusuna daha da dikkat edilmeli. 10'dan fazla ofsayta düşüldü. Şampiyon olmaya 4 değil aslında 3 maç var. Gaziantepspor ve Sivasspor galibiyetleri çok kritik. Fenerbahçe maçı ise her şeyi belirleyecek.
19 Nisan 2013 Cuma
AEK Taraftarları
Panthrakikos maçında çıkan olaylardan sonra küme düşme hattında bulunan AEK'ya verilen hükmen mağlubiyet ve puan silme cezası, takımın küme düşmesi anlamına geliyor. Allah hiçbir taraftara bu acıları yaşatmasın. Takım ligde küme düşebilir ama sevdanın ligi yok.
11 Nisan 2013 Perşembe
Saygı Bizden
Real Madrid maç sonu |
Ne demeli, ne yazmalı bilemiyorum. Büyük, çok büyük bir futbolcu. Daha erken parçalıyı giyemediği için üzülüyor insan. UEFA röportajında 'Galatasaray efsanesi olmak istiyorum' demişti. O yolda ilerliyor. İyi ki bizimlesin Didier
Galatasaray 3 - Real Madrid 2
3-0'dan sonra Ali Sami Yen'de ilk maçtaki gibi gene erken gol yiyerek başlamak (üstelik ofsayt) sinir bozucuydu. Kötü bir ilk yarı sonrası son 45 dakikada ne olabilirdi acaba?
İşte Galatasaray neler olabileceğini gösterdi ve yaşattı. İlk maçta kötü performans göstererek oyundan çıkan Sneijder'in gene ilk maçta çok net bir pozisyondan yararlanamayan Eboue'ye asisti ve Eboue'nin mükemmel golü ile silkelenip kendimize geldik. Ondan sorası ise hem oyun, hem tribün anlamında efsane diye adlandırabileceğimiz bir şeydi. Sneijder'in kaçırdığına inanamadığımız pozisyonu sonrası Sabri'nin pası ile mükemmel kontrolü ve golü ile 2-1 öne geçtik. Daha ikinci gole sevinirken Drogba'nın kalite kokan golü ile 3'ü bulup ulan n'oluyor? diye demeye başladık.
Bu noktada akıllara ilk maç geliyor ki gelmemesi mümkün değil. İlk maçta verilmeyen 2 penaltı, kaçan pozisyonlar... İlk maçın 3-1 bittiğini varsayarsak, 15 dakikada Real Madrid'e 3 gol atan Galatasaray'ın rövanşta 72'de durumu 3-1'e getirip toplamda durumu eşitlediğinde kalan dakikalarda neler yapabileceğini düşünmek bile tüyleri diken diken ediyor.
Maç 3-2 sona erse de bu heyecanı yaşamak, Real Madrid'e bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde 3 gol atan ilk takım olmak, Mourinho'ya korktuk diyetebilmek, Madrid'i kendi sahasına hapsetmek, ve çok daha fazlası. 12 sene öncede aynı şekilde Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Madrid'deki maç 3-0 bitmiş, İstanbul'daki maçta Real Madrid ilk yarıyı önde kapatmış, Galatasaray ikinci yarı maçı çevirmiş ve maç 3-2 bitmişti.
Maç sonu tribünlerde açılan pankartta yazdığı gibi; ''Şampiyonluk şarkısı böyle yarım kalmayacak O kupa bir gün ellerinizde kalkacak''
Her şey için teşekkürler Galatasaray. Ulan Gaassaray...
9 Nisan 2013 Salı
Cimbom Başı Dik Yürür!
Yollar uzun, dikenli, taşlı olsa da
Bastığın yer üzüntülerle dolsa da
Sel, çığ, ateş önünde her ne olsa da
Cimbom başı dik yürür!
Haydi haydi haydi Cimbom
Haydi haydi haydi Cimbom
Haydi haydi haydi Cimbom
CİMBOM BAŞI DİK YÜRÜR!
Galatasaray 3 - Mersin İdman Yurdu 1
Mersin maçı ile ilgili uzun uzun yazmaya gerek yok aslında. Moral bozucu bir Real Madrid maçı sonrası gol yenilerek başlanan bir maç ve kötü futbol ile devam ederken golün gecikmesi, 2 tane direkten dönen top, Orduspor maçı ile başlayan, Madrid maçında da yaşanan hakem hatalarının Fatih Terim'i çileden çıkartması ve filmin kopması.
Geriden gelerek kazanmak her zaman fantastiktir ama sürekli geriye düşmek, hele ki iç sahada iyi bir şey değil. 1-0'dan 3-1'lik galibiyette öne çıkan 3 isim var. Bunlar; Selçuk, Melo ve Drogba. Neden Selçuk? Çünkü cezalı olduğu maçta ne kadar önemli bir futbolcu olduğu bariz şekilde belli oldu. Ne Emre Çolak ne de Sneijder onun görevini yapabildi. Bir diğer isim Melo. Dany atıldıktan sonra resmen iki kişilik oynadı. Mükemmel müdahaleler yaptı, atak kesti, takımı atağa kaldırdı. Soğukkanlılıkla penaltıyı gole çevirdi ve neden sene başından beri böyle oynamıyorsun? dedirtti.
Bir diğer isim de Drogba. Geldiğinden beri kendisi de hazır olmadığını belirtmesine rağmen hırsı, azmi inanılmaz. 35 yaşında ve tam anlamı ile hazır olmamasına rağmen bu mücadelesini bir Galatasaraylı olarak kıskanıyorum. Çünkü bu adam 35'inde böyleyse 28li, 30'lu yaşlarda canlı izlemek çok daha heyecan vericidir. Attığı 2 gol, yaptırdığı penaltı ile maçı aldı.
Maçın önüne geçen olaylarda ise Süleyman Abay'ın melek olarak servis edilmesi çok komik. Fatih Terim yapmaması gereken şeyler yaptı ama bir süredir üzerine oynandığı çok bariz. Son yıllarda verilen ve verilmeyen cezalar göz önüne alındığında Fatih Terim'e verilecek ceza az çok belli zaten.
5 Nisan 2013 Cuma
Real Madrid 3 - Galatasaray 0
Bu yıl özellikle Şampiyonlar Ligi'ne konsantre olmuş Real Madrid ile deplasmanda oynamak kolay değildi elbet. Dünya'nın en iyi 3 takımdan biri olan Real Madrid'e karşı savunma ve bireysel hatalara hakemin de katkısı eklenince 3-0'lık skor çıktı ortaya. Özellikle ilk yarı fazlası ile pozisyona girmemize rağmen değerlendiremedik. Real Madrid'e karşı deplasmanda gireceğiniz pozisyonları değerlendirmelisiniz. Verilmeyen penaltılar ve saçma kartlar ile skor harici sinirler iyice bozuldu. Elbette bu skoru beklemiyorduk. Avantajlı skor alma adına gol atmak önemliydi ama olmadı. Canları sağolsun.
3 Nisan 2013 Çarşamba
Tek İhtimali Olanların Hikayesi
Bugün 03.04.2013... Galatasaray, Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final'inde Real Madrid ile karşılaşacak. Bundan tam 12 yıl önce gene aynı tarihte Galatasaray ile Real Madrid, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalde karşılaşmıştı. İlk yarıda 2-0 öne geçen Real Madrid'e karşı Galatasaray ikinci yarıda geriden gelerek 3-2 kazanarak maçı çevirmişti. İki takım içinde unutulmaz bir maç olduğu gerçek.
Uzun bir süre sonra Şampiyonlar Ligi'ne katılan Galatasaray bugün yine bir çeyrek finalde Real Madrid karşısında. Hedef gruplardan çıkmak idi ama gelinen yer gerçekten çok güzel. 12 sene öncede favori Real Madrid'di bugün de favori aynı. 2000 yılında Avrupa'da bahisçiler Galatatasaray'ın UEFA şampiyonu olmasına çok düşük olasılık veriyordu ama bu tek ihtimali olanların hikayesi.
Madrid takımını ve Mourinho'yu anlatmaya gerek yok. Herkes biliyor. Önemli olan Galatasaray'ın ne yapabileceği, kendi futbolunu oynayabilmesi ve rövanş için iyi bir skorla ayrılması. Sarı kart durumu da kritik. Önemli isimler sınırda çünkü.
Galatasaray bu sene Avrupa maçlarında lige göre hep farklı ve daha iyi oynadı. Madrid karşısında daha da iyi oynamalı. Elenebiliriz de eleyebiliriz de ama netice ne olursa olsun, onlar bizim gönlümüzde hep kazandı, hep şampiyonlar ve öyle kalacaklar. Allah yardımcıları olsun.
Allah kerim, Fatih Terim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)