26 Şubat 2013 Salı

Drogba & Barral



4-2 biten Galatasaray - Orduspor maçının sonuna doğru hava topu mücadelesinde çarpışan Drogba ve Barral kısa sürede olsa bayağı korkuttu. Neyse ki maç sonu yapılan kontroller sonrası Barral'ın ciddi bir sorunu olmadığı açıklandı. Tekrar geçmiş olsun diyelim. 

Maçın hemen ardından hastanede Barral'ı ziyaret eden Drogba'nın futbol kalitesi gibi insanlığı ve adamlığı da dünya klasında. 

Galatasaray 4 - Orduspor 2 | Bitmeden Bitmez



Schalke maçında her anlamda kötü geçen bir maç sonrası ligdeki rakipler kazandıktan sonra maça çıkmak kolay değil. Galatasaray'ın şampiyonluk yolunda geçen seneki gibi bir seriye ihtiyacı var ve Orduspor galibiyeti bu seriyi ateşleyici güç olabilir. Orduspor, Eskişehir deplasmanı, Gençlerbirliği, Kayserispor deplasmanı ve İstanbul BB maçı ile üst üste 5 zor maçın ilk halkası olan Orduspor maçı uzun süre unutulmayacak cinstendi.

Schalke maçındaki yanlışlardan sonra bu maçta nispeten rakibe ve sonuca göre saha içinde değişebilen bir sistemle sahadaydı Galatasaray. Schalke maçında sol çizgide etkili olamayan, Riera ile uyum sorunu yaşayan Sneijder, asıl mevkisinde oynadığı zaman neler yapabileceğinin fragmanını izletti.

Bu kadronun oynaması gerektiği taktiklerden birinin 4-2-3-1 olduğunu düşünenlerdenim. Sağda Burak, solda Amrabat, ortada Sneijder ve önlerinde Drogba ile dün bir süre bu taktik ile sahadaydı Galatasaray. Muslera'nın degajında Selçuk'a çarpan topun gol olması, hakemin maçın gerilimini inanılmaz arttırması ve Hakan Balta'nın neden olduğu penaltıyı da eklersek taktiği prova etme için pekte iyi bir ilk yarı olmadığını söyleyebiliriz.

Hakem faktörü, zeminin rezalet durumda olması, ilk yarı yenen kötü goller ve kötü oyun derken ikinci yarının başında Fatih Terim'in tribüne gönderilmesi ve TT Arena'nın ciddi anlamda Ali Sami Yen'e dönüşmesi ile Galatasaray'ın baskısı da golleri de aynı anda geldi. Sneijder'in mükemmel golü ile açılan perde, Burak'ın golleri ile galibiyete, Selçuk'un kalite kokan vuruşu ile de sonuca dönüştü. Fatih Terim'in tribüne gönderilmesi takımı ateşlerken, gelen gollerde moralleri yükseltti. 

Galatasaray'ın özellikle ikinci yarıdaki hırsı, maçı istemesi, tribünleri de arkasına alarak kurduğu baskıya Türkiye'de kolay kolay karşı koyacak takım yok. Sneijder, Drogba ve Selçuk harikaydılar. Uzun süreden sonra ilk kez 11 başlayan Gökhan hiç sırıtmadı. Hatta çoğu zaman Dany'den iyi pas yaptı geride. İç saha maçlarında düşünülmeli. Aynı şeyleri Hakan Balta için söylemek söz konusu bile değil. Sadece defans yapmayı değil futbol oynamayı unutmuş gibi. Bırakın markajı, pozisyon almayı daha taç atışını düzgün yapamıyor. Neden olduğu penaltının mantıklı bir açıklaması yok.

Geçen seneki Eboue ile bu seneki Eboue arasında inanılmaz fark var. Çok laubali, lakayt bir oyun oynuyor. Maç 2-1, baskıyı kurmuşuz, Orduspor çıkamıyor. Sneijder'in golü sonrası oyuncu değişikliğinde bile sahayı neredeyse emekleyerek terk edecekti. Sabri ile dalga geçenler Sabri'nin Schalke maçından oyundan çıkışını izlesinler.

Amrabat çoğu maçına göre bugün daha iyiydi. Hamit sağ içte çok daha faydalı. Maç öncesi tribünlerin çağırıp moral vermesi önemliydi. Orta sahada takımı toparlayan ve liderlik eden Selçuk takdiri hak ediyor. Futbolu Galatasaray'da bırakmasını istediğim oyunculardan. 

Drogba'yı canlı izlemek büyük keyif.  4 golün ikisinde direkt var. Sadece indirdiği toplar ile çok net pozisyona sokuyor takımı ama indirdiği topları dikkatli kullanmak gerek. Maç içinde çarpıştığı Barral'ı maç sonu hastanede hemen ziyaret etmesi de futbol kalitesi dışında insanlık kalitesinin de çok iyi olduğunun göstergesi. Burak ile uyumu süreci de kısa sürdü. İyi bir ikili oldular. Burak gollerine devam ediyor. Bu maçta attığı 2 golle Galatasaray forması altında 26. resmi maçında 21. golünü atarken, ligde de oynadığı son 71 maçta 62. kez golle buluştu. Böyle devam eder umarım.

Sneijder'in gol atmasına çok sevindim. Tipik Sneijder golüydü diyebiliriz. Oynadıkça, takıma alıştıkça daha iyi olacaktır. Gergin ve kabus gibi başlayan maç çok güzel bir rüya olarak son buldu. Galatasaray ligde üst üste kritik maçlara çıkacak. Umarım onların sonucu da bu maçın sonucu gibi güzel biter. Unutmadan, Galatasaray 'bitti' demeden, bitmez...





24 Şubat 2013 Pazar

Futbol Kompozisyonu



Fotoğraf Fulham - Stoke City maçından. Berbatov'un golü ile maçı 1-0 kazanan Fulham'da gol sonrası bu muhteşem görüntü ortaya çıkmış. Top ağlarda, futbolcular sevinç yumağı oluşturmuş, kuşlar da adeta onlara eşlik ediyor... Adeta bir futbol kompozisyonu

21 Şubat 2013 Perşembe

Galatasaray 1 - Schalke 1 | Sistem ve Zemin




Galatasaray - Schalke maçı öncesi Schalke teknik direktörü Jens Keller, 'Galatasaray'ı nasıl yeneceğimizi biliyoruz' tarzında açıklamalarda bulunmuştu. Bu sezon Galatasaray'a karşı belli bir kaç şeyi iyi yaptığınız zaman çok rahat pozisyon bulursunuz ki Schalke bunları özellikle ilk yarı çok iyi yaptı. Aynısını Galatasaray için pek söyleyemeyiz.

Galatasaray'ın 4-4-2 sisteminde Sneijder solda oynayacaksa arkasında da çok iyi bir sol beke ihtiyaç var çünkü Sneijder sol çizgide pek adam kovalayan tarzda bir oyuncu değil. Onu sola mahkum etmek asıl mevkisi olan forvet arkasına nazaran performansını çok net düşürüyor. Zaten maç boyunca sürekli çalışılmış vaziyette o kanada yüklendiler. Riera'da özellikle ilk yarı çok zorlandı o kanatta ve adeta yol oldu. Yani Galatasaray'ın sol kanadında oynayan oyuncuların ikisi de asıl mevkilerinde oynamadı. Hal böyleyken Schalke'ye 'bu kanattan gelin' denmiş gibi oldu. 

Maç başı tehlikeli Schalke atakları sonrası Burak'ın güzel golü gelmişken, Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'ın 7, Hamit'in direkten dönen 3. şutu kırılma anı oldu. O gol olsa erken yakalanan 2-0 ile baskı arttırılıp, rakibin risk alması ile arkada daha rahat pozisyon bulunabilirdi ama olmadı.

Galatasaray golü en kötü zamanda, tam ilk yarı sona ererken yedi. Ama daha kötü olan şey ise Fatih Terim'in ikinci yarıda Sneijder'i çıkartıp Amrabat'ı oyuna almasıydı. Riera'ya yardım etmesi amacıyla, ikinci yarı Schalke'nin ilk yarıya nispeten o kanadı daha iyi kullanamaması adına belki doğru bir hamle gibi gözüküyor ama top tutan, top yapan, pas atan, çift forveti besleyebilecek en iyi adamın çıkıp yerine aldığı her topu geri oynayan, girer girmez sarı kart gören, etkisiz bir oyuncunun girmesi doğru bir hamle değildi ki zaten ikinci yarı Galatasaray'ın doğru dürüst organize atağı yok. Burak'ın golünde pres yapıp topu kazanan, Hamit'in direkten dönen şutunda gene Drogba'ya pası atan da Sneijder'den başkası değildi. Amrabat'ın girmesi ile belki Schalke atakları azaldı ama Galatasaray topu ileriye taşıyıp pozisyona giremedi.

Riera'nın devşirme bir şekilde sol bek oynadığı malum. Rakibin iyi çizgi oyuncularıyla sürekli beklerin üzerine gitmesi tabii ki çalışılmış bir şey. Buna önlem ve orta sahada daha diri olmak adına 4-4-2'den ziyade orta sahada daha kalabalık ve daha doğru oyuncu yerleşimi daha doğru bir seçim olabilirdi. Schalke kapandığı zaman 5'li orta sahasında kolay top yaptırtmadı. Maçın geneline bakıldığında daha iyi oynayan, daha net atakları olan taraf Schalke. Deplasmanda istediği sonucu da aldılar. Farfan, Bastos gibi çizgi oyuncuları ile tek toplar, üçgenler ve kısa paslar yapa yapa son çizgiye çok rahat indiler. Oyun kontrolü genel itibari ile Schalke'nin elindeydi. 

İki takımında savunması iyi değil. Baskıyı, presi görünce hata yapmaya çok yatkın Schalke takımı. Aynı Galatasaray gibi. Zaten iki golde bariz hatalardan sonra geldi. Dany'i halen çözebilmiş değilim. Bazen muhteşem hamleler yapıyor, bazende inanılmaz basit hataları pahalıya patlıyor. Bir de artık lütfen defanstan oyun kurma işini Dany yapmasın. 1 tane olumlu pası yok neredeyse. 

Sabri'nin iyi niyeti ve hırsından kimsenin şüphesi yok ama büyük maçlarda daha fazlasına ihtiyaç var. Selçuk çok koştu, mücadele etti, asist yaptı. Melo bazı pozisyonlarda çok iyi toplar çaldı ama golde bariz hatası var.  3 rakip arasında topu kaybetmeme mücadelesi verirken yardıma gelen kimse olmaması Hamit'e verilen tepki kadar acımasız. Her zor anda top Hamit'e atılıyor. Takımda risk alabilen bir kaç oyuncudan bir tanesi ama bütün tepki Hamit'e veriliyor.

Maçta bazı oyuncuların ayağı ile atamadığı pası Drogba kafası ile çok rahat attı. Galatasaray için büyük bir nimet. Tecrübesi ve oyun zekası hemen kendisini belli ediyor. Sadece hazırladığı ve indirdiği toplar ile bile maç kazanabilirsiniz. Burak, Drogba'ya çabuk adapte olursa çok rahat gol atar. Schalke'ye de golünü atarak Şampiyonlar Ligi'nde bir sezonda en çok gol atan Türk oyuncu olarak tarihe geçti ama ikinci yarı Drogba'nın kaptığı topta ofsayta düşmesi yakışmadı.

Maç öncesi 'Schalke bitmiş, çok kötüler' haberleri ile ligde kötü olsa da Şampiyonlar Ligi'nde grubu lider bitirmiş, namağlup gelen takımı 3. lig takımına çevirdiler ama sahada görüldüğü üzere Alman takımlarının konsantrasyonu, disiplini ve fiziki gücü üst düzeyde.

Zemin ile ilgili de bir kaç şey söylemek gerek. Bugün Muslera'dan tutun, Hamit'e, Sneijder'e, Drogba'ya kadar bütün takım aşırı zorlandı. Sakatlık çıkmaması sevindirici. Zeminin yeni yapılmış halinin bu olması düşündürücü. Bu sezon böyle gidecek anlaşılan. Galatasaray'ın zemin gibi sisteme de çare bulması gerekiyor. 

İlk maç itibari ile skor, futbol ve zemin istenilen düzeyde değildi. Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde ilk 3 maçta özellikle kendi evinde istediği sonuçları alamayıp son 3 maçta deplasman galibiyetleri ile üst tura çıktığı unutulmamalı. Rövanşta aynısını olmasını umut ediyorum. Sonuçta Galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır.



20 Şubat 2013 Çarşamba

Fatih Terim ve Başarı



''Başarı tamamen şans işidir. İnanmıyorsanız başarısızlara sorun...''
..

17 Şubat 2013 Pazar

No Totti No Party!



Gecenin maçında Roma, Juventus'u Kaptan'ın mükemmel golü ile yendi. Güzel, hareketli bir maç oldu. Totti'yi izlemek gerçekten büyük zevk. Hele ki Pirlo ile Totti'yi karşı karşıya izlediğimiz için şanslıyız. Kaptan'ın mükemmel golü ile 3 puanın gelmesi de ayrı bir güzel oldu. 

16 Şubat 2013 Cumartesi

Drogba'dan Önce Drogba'dan Sonra




Akhisar Belediyespor maçı öncesi Galatasaray için 'Cuma günü ve Şampiyonlar Ligi öncesi Sendromu' söz konusuydu diyebiliriz. Galatasaray bu sezon Cuma günü oynanan 6 maçın 5'inde puan kaybetmiş, ligde alınan 3 mağlubiyet Cuma günü alınmış, Şampiyonlar Ligi öncesi 6 maçın 4'ünde puan kaybı yaşanmıştı. 

Tekrar bir Şampiyonlar Ligi maçı öncesi Antalyaspor maçındaki 4-2-3-1'den sonra Fatih Terim 4-3-1-2'li dizilişi tercih etti. Zaman zaman Sneijder'in sol çizgiye geçmesi ile 4-4-2'yi de izledik. Akhisar, arkada Sneijder, önlerinde çift forvetli Galatasaray'a karşı beklerini çok iyi kullanarak bir çok pozisyon buldu.  Özellikle Emrah ile Riera'nın kanadı fazlası ile zorlandı ve iyi kapanarak Galatasaray'ı duran toplara ve uzaktan şutlara mahkum etti. Gekas'ın net 2 pozisyonu maçın kader anlarıydı diyebiliriz. Akhisar ne zaman kapanacağını, ne zaman ileri çıkacağını bilerek çok akıllı oynadı. Kendi beklerini de çıkararak Galatasaray'ın iki bekini sürekli zorladı.

Melo'nun yokluğu Galatasaray'ın orta sahadaki agresif, top tutan, oyun kuran, rakibi sindiren oyunundan çok uzak. Yekta'nın bulduğu şansı pek iyi değerlendirdiğini söyleyemeyiz. Kanatlarını kullanamayan, Umut ve Burak gibi aynı tip oyuncular ile ileride top tutamayan Galatasaray, Akhisar'ın agresif futbolu ile birleşince oyun yer yer kilitlendi. Ta ki oyuna Drogba girene kadar. Oyuna girdikten 4 dakika sonra  Drogba, Sneijder, Burak üçlüsünün paslaşmasının son durağında Drogba, 2 defans oyuncusu üzerinden muazzam bir kafa vuruşu ile Galatasaray'ı öne geçirdi. 3 dakika sonra da asisti ile Burak farkı 2'ye çıkarttı. Sonradan oyuna girip 7 dakikada 1 gol 1 asist başarısı pek rastladığımız bir şey değil.

Drogba'nın gol ve asisti dışında oyuna girmesi ile bütün takımın doping almışçasına baskı kurması, hareketlenmesi, hırslanması çok daha önemli aslında. Özellikle Burak, Sneijder ve Selçuk'un performansının gözle görülür derecede artması, goller dışında ilk yarıda girilmediği kadar çok net pozisyonlara girilmesi de Drogba'nın kalitesinin kısa bir fragmanı gibiydi. Hani adeta - Bir gol atıp çıkıcam dedi. Maçı Drogba'dan önce Drogba'dan sonra diye ayırabiliriz. Bunlar dışında şu da çok net belli oluyorki Drogba Galatasaray'ı hemen sahiplenmiş. Coşkusu ve sevinci de çok güzeldi.

Büyük ihtimalle kafalar Schalke maçındaydı ama bu özellikle ilk yarıdaki Galatasaray'ın kötü oyununu affettirmiyor. Sistem değişikliği ve uyum konusu ile birlikte geçiş süreci sıkıntılı olacaktır ama ne kadar çabuk atlatılırsa o kadar iyi. 

Uğur Meleke'nin söylediği gibi Şampiyonlar Ligi'nde maç öncesi Şampiyonlar Liği müziğine alışkın, duyunca tüyleri diken diken olmayacak oyunculara ihtiyaç var. Sneijder ve özellikle Drogba bu tanıma tam uyan isimler. Schalke maçında Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca etkilenmeyeceklerdir belki ama yapabilecekleri ile çoğu kişiyi etkileyecekleri kesin. Şimdiden başladılar bile



13 Şubat 2013 Çarşamba

Güle Güle Baros



Son yıllarda Galatasaray'a gelip iyi performans gösteren, taraftar ile arası iyi olan, armanın hakkını veren isimlerden birisiydi Baros. 2 sezon önce sakatlanana kadar iyi performans göstermiş, Galatasaray tarihinin en golcü yabancı oyuncularından olmuştu ama sakatlık sonrası bir türlü istenilen düzeye gelip şans bulamadı ve bugün Baros'un sözleşmesinin feshedildiği açıklandı. 

Her şey için teşekkürler Kral. Her şeyin gönlünce olması dileği ile, unutulmayacaksın

Bazılarının her şeyidir Galatasaray...

11 Şubat 2013 Pazartesi

Galatasaray 2 - Antalyaspor 0 | Sistem Farklı Mücadele Aynı



Bursaspor maçı sonrası Antalyaspor maçında sistem değişikliğini bekliyordum ama bu denli etkili bir Galatasaray beklemiyordum açıkçası. 4-2-3-1 sistemine yeni geçen bir takım ne kadar sorun yaşayabilirse o kadar sorun yaşadı Galatasaray. Özellikle orta sahadaki presi ve baskıyı harika uygulayıp, Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin kazandığı, Schalke maçı öncesi ligdeki en yakın rakiplerden olan Antalyaspor'a  pozisyon vermedi. 

Galatasaray 4-2-3-1 gibi başladı, top rakipteyken zaman zaman Amrabat ve Hamit'in geri gelmesiyle 4-4-1-1'e döndü, bazen Sneijder Burak'a çok yakın oynadı ve prese katkı sağladı. Antalyaspor ise hiçbir varlık gösterememesinin yanı sıra hakemle birlikte futbol oynamak isteyen Galatasaray'ı da oynatmamaya çalıştı. Zaman zaman kanatları çizgiye kadar çıkartarak 4-2-4'ü bile göze aldılar ama orta sahadaki baskıyı yeyince çabuk vazgeçtiler. Karabükspor ve Bursaspor gibi kanatları etkili kullanamadılar, üst üste 3-4 pası bile çoğu zaman zor yapabildiler.

Geçen seneki gibi takım savunmasını iyi yaptı takım ve presin önde başlaması gerektiğini özetleyen bir maç oldu aslında. Burak, Fatih Terim'den mesajı almış olacak ki mükemmel bir maç çıkarttı. Attığı 2 gol yanı sıra presi çok iyiydi ve bu pres Galatasaray orta sahasını rahatlattı. Bütün maç boyunca gol aramak yanı sıra sürekli rahatsız etti Antalyaspor defansını, hataya zorladı ve başarılı da oldu.

Takım olarak iyi bir maç çıkarttığını söyleyebiliriz Galatasaray'ın. Özellikle daha önce de belirttiğim gibi Sabri bu formu ile sezon başından beri formsuz olan Eboue'yi özellikle ligde çok rahat keser. Müthiş hırsı, savaşı, hem defansta hem ofansta adeta canını dişine takarak mücadele etmesi Kaptan'ı maçın da en iyilerinden yaptı. Orta alanda Selçuk ve Yekta iyi ikili oluyorlar ama Yekta'nın daha sakin olması gerek. Melo'nun yokluğunda şimdiye kadar bulduğu şansı iyi kullandı ama bu maçta etkili değildi. Ceza boyunca iyi performans göstermesi ilerisi için onun adına önemli. Gereksiz kartlar ve tartışmalardan uzak durmalı. 

İleride Hamit ve özellikle Amrabat etkili olamadı. Amrabat'ın maç boyunca yaptığı tek olumlu hareket top kapıp Burak'a asist yapmasıydı. Tribündeyken Aydın'a bile razıyım, yeter ki Amrabat çıksın dedim çoğu kez. Bu denli şans bulmasına rağmen kullanamıyor. Çok çok kötüydü. Hamit de 2-3 rakip oyuncu ile çoğu zaman yalnız kalıyor ve Galatasaray kanatlardan fazla etkili olamıyor ki bu sistemde kanatlar çok değerli. Sneijder'in ilk kez 11 başladığı bir maç oldu. Tek top oynamadaki kabiliyeti, müthiş ara ve uzun pasları ile tam hazır olmamasına rağmen gerçekten heyecan verici. Sneijder'in takıma katılması orta sahada oyun kurma ve pas dağıtım işinin bütün yükünü Selçuk'un omuzlarından aldı. Bu çeşitlilik Selçuk'u fazlası ile rahatlatıyor. Kendisinin de söylediği gibi Sneijder oynadıkça çok daha iyi olacaktır.

Tribünlerden de bahsetmek gerek. Maç dışında özellikle ikinci yarı tribünleri izledim. Beste seçimleri, katılım oranı ve şovlar çok güzeldi. İnsanlar uzun süre sonra tribün yapmaktan zevk aldı. 

Schalke maçı öncesi iyi mücadele ve hak edilen çok değerli bir 3 puan.





5 Şubat 2013 Salı

İyi ki Doğdun Hagi!




Forma numarası gibi yeteneği, kendisi, adamlığı da 10 numaraydı. İyi ki doğdun Hagi, iyi ki doğdun Commandante, iyi ki bizimlesin, bu gözler iyi ki seni izleyebildi, iyi ki Galatasaraylı oldun... 


Hiçbir takım Galatasaray’dan daha iyi olamazdı. Benim için her şey çok mükemmeldi. Diğer takımlar bana ne verebilirdi ki? Belki daha çok para...





Başka bir şey yok kardeşim! En büyük Galatasaray...

3 Şubat 2013 Pazar

Bırakınız Yapsınlar Bırakınız Yaksınlar










Galatasaray 1 - Bursaspor 1 | Puan Kaybedildi Ama Sistem Kazanılmalı




Maç öncesi iki cephedeki gelişmeler birbirinin tam zıddıydı.  Galatasaray derbiyi kazanmış, sansasyonel transferler yapmış, hedefleri belirli şekilde şampiyonluğa oynarken, Bursaspor ise efsane denilebilecek Ertuğrul Sağlam ile yollarını ayırmış, camiada karışıklık ve taraftarların memnuniyetsizliği söz konusuydu.

Bursaspor'a karşı Eboue, Hamit, Melo gibi önemli eksikler varken Fatih Terim 4-4-2 sistemini bozmadı. Maç hareketli başladı. Umut'un verilmeyen bariz golü, Elmander'in pozisyonuydu derken golü Bursaspor buldu. Şener'in güzel ortasını Dany izledi ama Pinto izlemedi. Golden sonra, Fatih Terim'in takıma kazandırmaya çalıştığı, takım gol yese de konsantrasyonu ve morali bozmadan oynamaya devam etme (ki en büyük örneği geçen sezon Kadıköy'de 2-2 biten maçtır) durumunu bu maçta da (tam anlamı ile olmasa da) gördük. Rüzgara rağmen Selçuk'un Umut'a milimetrik pası ve Umut'un güzel golü ile maça denge geldi. 

Bursaspor bu sezon Galatasaray gibi savunmada sıkıntı yaşıyor. Özellikle savunma arkasına atılan toplar net tehlikeli oluyor ki Galatasaray golü de böyle buldu. Beşiktaş maçında olduğu gibi bu maçta da oynamayan Burak üzerinden hemen 'ayrılıyor, sorun var' dedikoduları çıktı ama önce Fatih Terim, sonra da Burak yalanladı. Burak ile başlansaydı muhtemelen Galatasaray, Bursaspor savunmanı çok daha zorlayacak, arkaya atılacak toplarla çok daha fazla pozisyon bulacaktı. Umut - Elmander ikilisi rakip savunmaya baskı yapan, rahatsız eden, top tutabilen bir ikili ama Selçuk'tan başka kimse atak organizasyonuna katılmayınca kısır bir döngü oldu.

Bursaspor, Galatasaray'ın iki bekinin üzerine fazlası ile giderek zaten iyi olmayan savunma hattında çok rahat pozisyona girdi. Özellikle orta sahada Galatasaray'a karşı üstündü ve daha iyi oynadı. Etkisiz olan ve bekler ile bağları olmayan Emre ve Engin'in ofansa katkıları olmadığı gibi defansif anlamda da fazla katkıları yoktu. Zaten Emre, pozisyon icabı başkasına omuz atsa da kendi düşecek kadar zayıf bir fiziğe sahip. Emre ve Engin'in çıkıp Amrabat ve Aydın'ın girmesi ile Galatasaray çizgiye inerek hem geniş alan hem de pozisyon buldu ama değerlendiremedi. Aynı şekilde Bursaspor'da dönen topları kazanıp Batalla ve Belluschi gibi etkili isimlerle etkili gelmesine rağmen Muslera güvenleri boşa çıkartmadı. Doğru kullanabilirseniz Belluschi, Batalla gibi çok ama çok tehlikeli bir oyuncu. Bursaspor'un verilmeyen golünde Fırat Aydınus'un Serdar'a değil, Edu'ya faul çaldığını düşünüyorum. Maç başındaki hataları da göz önüne alırsak sağlam bir dinlendirilmesi gerekir. Çünkü iki takım adına da sonuca etki edecek hatalar yaptı.

Geçen sene yaşanan sorun bu maçta da yaşandı. Emre ve Engin içeri oynayan oyuncular. İleriye dikine gitme, kanada inme işlerini pek yapmayan, yapamayan oyuncular. Hal böyleyken Melo ve Hamit gibi eksiklerin de katkısı ile Galatasaray istediği baskıyı kuramadı. Sneijder'in oynamak istemesi, hırsı güzel ama hazır olmadığı çok belli. Onun takımı, takımın da onu tanımaya ihtiyacı var. Sneijder uyum süreci yaşıyor ama Amrabat'ın da Sneijder'den aşağı kalır yanı yok. Sezon başından beri gösterdiği performansı ile bonservisinin hakkını verdiği söylenemez. Aydın gibi Amrabat da formları ile Galatasaray'ın oyuncuları olmadıklarını gösteriyorlar. 


Galatasaray'ın Sneijder ve Drogba transferleri basında geniş yankı uyandırdı, etkili oldu ama önemli olan saha içinde etkili olması. Sneijder'in maç kondisyonu tam değil. Hazır da değil. Hazır olacağı zaman Galatasaray adına nispeten sancılı bir dönem başlayacak. O dönemin adı da sistem değişikliği. Drogba'nın gelip tek forvet oynayacağını varsayarsak, Sneijder, Drogba'nın arkasında olacağı için Galatasaray 4-4-2'li çift forvetten muhtemelen 4-2-3-1'li tek forvete dönecek. Bu geçiş süreci mutlaka gergin geçecek, istenilen sistem hemen oturmayacaktır. İşin yabancı kontenjan yanı da var.


4 yıldır Bursa deplasmanında kazanamıyordu Galatasaray ve rakam 5'e çıktı. Galatasaray 2 puan kaybetmiş olabilir ama uzun vadede sistemi kazanmalı. Savunmaya takviye yapılmaya dursun, 2 hafta sonra Şampiyonlar Ligi maçı var. 

1 Şubat 2013 Cuma

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen