6 Kasım 2011 Pazar

Galatasaray 0 - MİY 0 | Kol Bozuk





Normal şartlarda bakıldığında, geçen hafta eksiklerine rağmen belli dönemlerde çok iyi oynayarak Kayserispor deplasmanından 2-0 gibi net bir skorla galip gelen Galatasaray'ın, evinde Mersin İdmanyurdu'nu rahat geçmesi bekleniyordu. İlk kez forma giyen Semih Kaya'nın iyi oyunu, geldiğinden beri ciddi anlamda kıpırdayan Riera, maç içinde müthiş şekilde savaşan Elmander'in üstüne bir de eksiklerin dönmesi bu beklentiyi arttıran etkenlerdi. Semih'in perfomansı herkes gibi Fatih Terim'i de etkilemiş olacak ki gene 11'de görev verdi. Maça etkili başlayan taraf Galatasaray'dı. Selçuk'un şutu, sağ çaprazda Sabri'nin pozisyonu ve Eboue'nin Elmander'e hazırladığı pozisyonlardan yararlanamadı Galatasaray. Özellikle Elmander'in kaçırdığı pozisyon ilk yarı için Galatasaray'ın en ciddi atağıydı. Baskıyı kıran Mersin, Moritz ve Nobre önderliğinde ataklarını da arttırdı. Hatalı çıkıp, 45. dakika da Moritz'i ceza sahasında düşüren Muslera, penaltıyı kurtararak hatasını telafi etti bir nevi ve ilk yarı golsüz sona erdi. İlk yarıda Riera'nın adeta sahada olmayışına, Sabri başta olmak üzere sağ kanadın kötü performansı da eklenince Galatasaray etkisiz kaldı. Kanatlar işlemedi. Elmander yalnız bırakıldı. Yaratıcı oyuncu eksikliği artık gözardı edilemeyecek durumda. Bu eksiklik her maç gittikçe artıyor.


Orta alanda fazlaca yapılan top kayıpları ve pas hatalarından sonra, ikinci yarıda Sabri-Ayhan, Riera-Sercan değişiklikleri geldi. Riera fazla etkisizdi ve ilk yarıdaki penaltı pozisyonunda geri pası atanda kendisiydi. Kazım, Eboue ve Sabri gibi 3 sağ kanat oyuncusu sahada olmasına rağmen o kanadın kötü kullanılması ilginç, Kazım'ın sağ kanattan topla içeriye girmemesi daha ilginç. Melo, Ujfalusi gibi büyük oyuncu. Oyunu iki yönlü oynamaya çalışıyor. Kendi yarı sahasında rakibi karşılıyor, top dağıtıyor, oyun kuruyor. Yetmezmiş gibi birde ileride adam eksiltip pozisyon hazırlıyor. Yani 10 numara gibi oynamak zorunda kalıyor diyebiliriz. Taraftarın da desteği ile ikinci yarıya da etkili başlayan taraf Galatasaray'dı. Elmander önce Melo'nun, sonra da Eboue'nin hazırladığı pozisyondan yararlanamadı. Mersin'in ikinci yarıdaki ilk ciddi atağında, Nduka ile inanılmaz bir pozisyon kaçırdı. Defansın arkasına sarkıp, Muslera'dan da sıyrılıp boş kaleye üst direğe nişanladı topu. Ardından soldan Selçuk'un ortasında Hakan'ın kafa vuruşunu iyi bir refleksle kurtaran Sehic, Muslera'ya selam çaktı. Maç çok hareketlendi ve zevkli bir hal aldı. İki takımda pozisyon bulduğu için iki tarafa da gidip geliyordu maç ama kaçan pozisyonlar bitmiyordu. Elmander ile üst üste iki pozisyon daha kaçtı. Özellikle Sehic'i çalımlayıp boş kaleye kaçırması kendisi gibi izleyenlere de yerleri dövdürdü. Sol kanatta Sercanın çabaları da sonuçsuz kaldı ve maç 0-0 sona erdi. İnanması zor ama bu kadar hareketli tempoya ve pozisyona rağmen maçta bug varmışçasına gol olmadı. 


İkinci yarıda lig kariyerindeki 400. maçına çıkan Ayhan'ın oyuna girmesi ile orta sahada daha fazla top yaptı ve özellikle Eboue'nin performansı ile pozisyonlar buldu ama yararlanamadı Galatasaray. Pek hatırlamak istemesek de, geçen sezonlardan kalan kötü kadro bu kadar transfere rağmen halen izler taşıyor. Orta sahada yaratıcı, lider bir oyuncu eksikliği hissi hat safhada. Beşiktaş'taki Quaresma, Simao gibi Fenerbahçe'deki  Alex gibi bir oyuncusu yok Galatasaray'ın. Topla ilerleyip adam eksiltebilecek, pozisyon hazırlayıp gol attırıp, gol atacak bir oyuncu eksikliği var. Engin'in eksikliğinde Selçuk'un daha fazla sorumluluk alması gerekiyor ama yanında oynayan oyuncuların kötü performansı onu da etkiliyor. Melo tek başına hem defansa hem de ofansa yetişemiyor. Sabri'nin iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok ama orta sahada olmuyor kesinlikle. Kayserispor maçındaki gibi Ayhan ile başlansa daha farklı olabilirdi ilk yarı.  Kazım'da etkisiz isimlerdendi.  Kayserispor maçında biraz kıpırdayan Riera bu maçta fazlası ile kötüydü. Artık bir şeyler yapması gerekiyor. İdmanda, şu performansından daha iyi oynuyordur. İşin komik yanı sol açık alternatifimizin Aydın olması. Culio şu yoklukta çok işe yarardı şüphesiz. Aydın'ı izlemektense, sol kanatta Sercan'ı tercih ederim. Sercan, saha içinde düşündüklerini uyguladığı an, çok şeyi değiştirebilecek yeteneklere sahip. Elmander gene çok iyi savaştı ama kendisine yakışmayan pozisyonları kaçırdı. Semih-Ujfalusi ikilisinin uyumu gene güzeldi. Hatta maçla ilgili söyleyebileceğimiz en güzel şeylerden birisi Semih'di. Türk futbolu umarım Semih'i kazanır ve umarım ki Semih bu güzel performansı devam ettirip formayı kaptırmaz. Maçın hakemi için söylenebilecek tek şey, herhalde bu sezonun hatasız maç yöneten tek hakemi olduğu.


Fenerbahçe'nin puan kaybettiği bir haftada kazanılabilecek bir 3 puan hem sıralama hem de psikolojik açıdan çok iyi olacaktı ama olmadı. Lig'de ilk devrenin bitmesine 7 maç kaldı ve artık iç sahada puan kaybedilmemeli. Yaklaşan devre arası transfer döneminde orta saha transferi öncelik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen