18 Mart 2012 Pazar

Fenerbahçe 2 - Galatasaray 2









Derbi öncesi de yazdığım gibi Kadıköy'e çok olumlu gitmemize rağmen ilk 15 dakikada fazla olumsuzluk yaşayınca 2-0 yenik başladık. Canı dışarı çıkmak istemeyen topu yakalayan Ziegler'in ortasına dönerek vuran Sow ve bir anlık boşluğu iyi değerlendirip harika bir şut çıkaran Alex ile öne geçti Fenerbahçe. İlk devredeki maça biz nasıl başladıysak öyle başlamak istediler. Tek fark, biz yakaladığımız pozisyonları değerlendirememiştik ama Fenerbahçe fazlası ile değerlendirdi. 25. dakikadan sonra Fenerbahçe'nin pili bitti deyim yerindeyse. Orta alanda daha çok topla oynayan ve pas yapan bir Melo ve Selçuk ile de kontrol bize geçti. Engin, Elmander ve Necati ile pozisyonlardan yararlanamadık. Özellikle sağ kanattan iyi geldik ama son pas ve son vuruş tercihlerimizin genelde yanlış olunca sonuç gelmedi. 


İlk yarı bitmeden bir tanede olsa gol atmak önemliydi ki bu golde Elmander'in ayağından geldi. Golle beraber daha da kendimize geldik. Maçın başından beri sol kanadı kullanan Fenerbahçe, Stoch'un etkisizliği ve o kanada önlem alınması ile birlikte orta sahadaki müthiş presi de yiyince kendi evinde kontra takımı görüntüsü verdi. 2-1 olduktan sonra Necati ile kaçırdığımız gol maçın kırılma anlarından derken ilk yarı sonunda Engin ile kaçan pozisyonda ahlar vahlar ile 2-1 bitti ilk yarı. Derbide Emre'mi Riera'mı deseniz çoğu kişi Emre derdi. Nitekim Emre ile başladık maça. Ama son haftalarda olduğu gibi bu maçta da etkisizdi. İki Fenerbahçe maçında iki farklı Emre vardı sahada. 


İkinci yarı sanki devre olmamışcasına devam etti. Oyunun tek hakimi ve pozisyonlar bulan taraf bizdik. İkinci yarının başında Melo'nun kafa vuruşunu Emre çizgiden çıkarttı. Elmander'in bir sağ bir sol kanatta olması, Melo'nun hırsı, Selçuk'un bariz orta saha liderliği, Engin'in hareketliliği ve Eboue'nin bindirmeleri karşısında Fenerbahçe çıkmakta zorlandı. Sonradan oyuna giren Aydın'ın o kanadı hareketlendirmesi, akın akın Fenerbahçe kalesine gitmemiz, Selçuk'un füzesini zor çelen Volkan derken gol adeta geliyorum dedi ve Hakan Balta ile geldi. Ve belki de maçtaki en büyük haksızlık son saniyede, son pozisyonda Baros'un topunun üst direkten dönmesi ve maçın bitmesidir. 






2. golden sonra Hasan Şaş'ın sevinci, maçın başından beri niyeti belli olan ve maddeler atan Fenerbahçe taraftarına ve kaşı açılmasına rağmen herkesi sakinleştirip yerine gönderen İmparator, İmparator'a madde gelmesin diye siper olan Riera ve çevirmen Mert, gol sonrası Kadıköy'de ki muhteşem sessizlik.


Fenerbahçe maça iyi başladı ve bireysel anlamda iki güzel gol buldu. O andan itibaren herkes 'yine mi' diye düşünürken Kadıköy'de çok uzun süredir hiç olmadığı kadar soğukkanlı ve oyununa sadık bir Galatasaray vardı. 9 puanlık fark ile gidiyorsunuz, taraftarınız stada alınmamış, rakip 'nasıl yenerim' değil de 'nasıl eksiltirim' taktiği ile sahada, sürekli sizin üzerinize oynuyor, ilk 15 dakikada 2-0 geriye düşüyorsunuz, hocalara ve futbolculara cisimler geliyor, kan akıyor. Bütün bunlara rağmen aynı konsantrasyonda ve azimde bir oyun.  Fenerbahçe rüya gibi bir 15 dakikadan sonra biten pili, 2-0 öne geçmesinden sonra geriye çekilmesi, Aykut Kocaman'ın ilginç tercihleri ve skora katkı yapamayacağını anladığı zaman sürekli rakibe oynaması ile 1 puanı zor kurtardı. 70 dakika boyunca kontrolü eline alan, bir çok pozisyona giren, yıllardır bahsedilen Kadıköy fobisinin olmadığını ispatlayan bir Galatasaray. Fatih Terim o anki durum ve rakip kim olursa olsun kaybetmeyi sevmeyen birisi. Gerektiği yerde gerektiği riski alma cesaretini gösterdi her zaman. Oyuncu değişiklikleri ile de sabitlendi bu. Zaten kaybettiği maçlarda bile her zaman gerekli riski alıp, kaybetse de yapması gerekeni yaparak kaybediyor. Ama Aykut Kocaman değil Galatasaray'ı kendi takımını bile analiz edememiş gibi. Bu sezon sağ kanatta ne yaptığını bir türlü anlayamadığım Mehmet'te ısrar etmesi, oyuncu değişiklikleri ve yeri geldiği zaman riske girmeyen hali ile fazlası ile sırıttı.




Skora bakıldığı zaman kesinlikle kaçan galibiyete üzülüyorum. 9 puanlık farkı koruduk. Normal ligi şampiyon tamamladık. Saçma play-off olmasa iş bitmiş zaten ama daha play-offlar var. Şampiyon olmamız elbetteki kesin değil ama bu teknik ekip, taraftar ve oyuncular bir bütün olduğu zaman dün akşamki gibi formanın hakkını verdiklerinde onlarla gurur duyacağı, her zaman bağrına basacağı kesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen