25 Temmuz 2012 Çarşamba

Melo... Bir Transfer Hikayesi

(Bu yazı Melo transferinin yatması üzerine yazılmıştır)








Melo'nun gelişi sürpriz olmuştu. Gelirken fazlası ile soru işaretini de yanında getirmiş Melo. 2010 Dünya Kupası'na kadar yükselen formu, akabinde Dünya Kupası'nda yaşadıkları, İtalya'da 'yılın bidonu' seçilmesi derken acaba? soruları fazlaydı. İtalya gibi bir futbol ülkesine de 'Yılın Bidonu' olayı hiç yakışmıyor bu arada.


Her anlamda dibe çöken bir Galatasaray varken, yeni başkan, yeni yönetim, İmparator'un dönüşü, takımın neredeyse komple değişmesi gibi bir çok endişe verici, kritik durum varken, bu tarz 'sorunlu' yaftası yapışan Melo'nun transferi için beklentileri ayarlamak zor. Kötü performans gösterse yeni gelen yönetim topa tutulacak, 'İtalya'da bidon seçilen, futbol hayatı bitme noktasına gelen adamın bizde ne işi var' gibisinden yüklenilecekti. İyi performans gösterirse, çoğu isme yapıldığı gibi 'çok abartılıyor, bir şey oynadığı yok' denilecekti.


Ama Melo açıklamalarındaki gibi Türkiye'ye futbol oynamaya geldiğini kısa sürede gösterdi. Özellikle sezonun ilk yarısında gösterdiği iyi futbol ile kariyerini düzeltmeye çalıştığını kanıtladı. Sadece futbolu ile de değil, kısa sürede taraftarlar ile de harika bir elektrik yakaladı. Takım şampiyonluğa giderken çıkartılan saçma play-off döneminde Riera ile kavgası gündeme bomba gibi düştü ve pusuda bekleyen bazıları bir anda orta çıktı ve 'Melo böyle biri işte' söylemleri ile doldu ortalık. Melo'nun yaptığı doğru bir şey değildi ama bütün sezon ortaya koyduğu iyi futbol bir anda silinip kavga olayı basının da etkisi ile abartıldı. Fantastik hikayeler yazıldı. Daha sonra Melo'nun hem takımdan hem Riera'dan hem de Fatih Terim'den özür dilemesi ile 'şimdilik' affedildi dendi. Bu bile Melo'nun takım üzerindeki etkisini gösteriyor. Sonuçta kiralık bir oyuncu ve takım içinde kendini benimsetmesi kolay değil. 'Nasıl olsa kiralığım, zaten sezon sonu geldi' diyebilirdi. Ama Melo bu yolu seçmedi.


Camianın uzun süre hasretini çektiği ve hak ettiği şampiyonluk geldikten sonra en alengirli dönem açıldı; transfer dönemi. Çoğu Galatasaraylı elbette iyi transferler bekliyordu ama akılların köşesinde hep bir soru işareti vardı; Melo'nun bonservisi alınacak mıydı? Melo'nun soru işaretleri bitmek bilmedi.


Şampiyonluğun 'gazı' ile Ünal Aysal transfer için bazı tarihler vermek gibi büyük bir hata yaptı. Bu beklentileri arttırdı. Tarihler geldiğinde transferler açıklanmayınca tepki de büyüdü. Hamit, Burak ve Amrabat transferleri ile yüzler güldü ama kafalar halen Melo'daydı. Melo'nun menajerlik ajansı güzel haberi verdiğinde herkes 'tamam, bitti bu iş' dedi ama çok geçmeden kara haberde geldi. Melo'dan bir indirim daha talep ettiğimiz için müzakerelerin kesildiği açıklandı. Dedikodu olarak da, Melo'nun yıllık 5 milyon Eurodan 5 yıllık sözleşme istediği, menajeri'nin de ayrı komisyon istediği yazıldı, iş tam kördüğüm oldu.


Melo geçen gece bir hata daha yaparak, Ünal Aysal'ı kastederek 'Başkan çocuk gibi davranıyor' gibilerinden bir twitt attı. Ne olursa olsun bir futbolcunun Galatasaray başkanına bu tarz söylemlerde bulunması doğru değil. Ayrıca ne zamandan beri maddi anlamda takımını düşünmek, fedakarlık beklemek çocukluk oldu? Daha sonra bir twitt daha atarak Galatasaraylı taraftarlara bir nevi veda etti.


Oyunu iki yönlü oynayabilen, takımı ve taraftarı ateşleyen, topla ileri çıkabilen, ölü toplarda da etkili, iyi bir orta saha oyuncusu olarak Melo'ya fazlası ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Ama işi büyütüp yanlış yerlere götürmeye gerek yok. Bu takımdan geçen sene en umulmadık zamanda Arda gitti. Devşirme kanat oyuncuları ile, unutulan Aydın ile şampiyon oldu bu takım. Melo olmazsa başka birisi mutlaka transfer edilir. Ama tabii takımı benimsemiş, taraftar ile arası iyi olan Melo'nun gelmesinden yanayım. Gelmiyorsa da dünyanın sonu değil. Melo gelmezse şampiyonluk gider vb şeyler saçmalık.


Melo transferini Amrabat transferi ile karıştırmamak gerek. Amrabat'a 8 verildi, Melo'ya neden verilmiyor? demek doğru değil. Amrabat'a 3-4 sene için 5 milyon euroya yakın ücret verilecekken, Melo'nun bunu 1 sene için istediğini unutmamak gerek. 


Taraftarlar bazı oyuncular için ücreti umursamaz. Transferin gerçekleşmesini ister. Melo öyle bir isim oldu. Kısa sürede benimsetti kendini. Belki de Arda'dan boşalan 'bayrak adam' kontenjanını doldurduğu için... 


Melo ile ilgili sürekli haberler çıkıyor. Umarım transferi gerçekleşir. Gerçekleşmezse bile, Melo hep güzel hatırlanacak...



2 yorum:

  1. Eğer Melo'nun ajansının yaptığı açıklama doğruysa. Yani şartlarda anlaşılma olduktan sonra Galatasaray'ın tekrardan bir indirim istemesi. Bu durum profesyonellikle hiçbir alakası yoktur. Bu tavır çocukca olmasa bile en azından iş etiğiyle bağdaşmaz. Son transfer hamleleri bence çok da bilinçli yapılmadı ve kulüp ekonomik olarak bütçeyi aşmış olabileceği için Melo gibi geçen sezonki performansı ve takıma uyumu ile yeni sezonda başarılı olmak isteyen bir kulübün ilk önce anlaşma yapması gereken bir futbolcu için sürecin bu kadar uzatılması doğru değil.

    YanıtlaSil
  2. bunun profesyonellikle alakası yok, takım o kadar parayı veremez arkadaşım, bu açık. Lütfen biraz düşünelim, hemen iş etiğiyle bağdaşmaz filan demeyelim, beşiktaşla anlaşan topuzun iki gün sonra fenere gitmesi mi iş etiği?

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen