Tecrübe önemlidir derler ya hep, bunun önemini anlatan maçlardan oldu. Galatasaray, Cluj'a karşı bir çok şeyi buldu. Sahada rakibine karşı sayıca üstünlük buldu, penaltı buldu, iyi kötü pozisyon buldu, baskı buldu, golü de buldu ama sezon başından beri aradığı o tecrübeyi ve takıma liderlik edecek oyuncuyu bulamadı. Bazı şeylerin kötü gitmesinin nedeni de bu. Ujfalusi'nin yokluğunda Eboue liderliği kaldıramayınca savunma sürekli alarm halinde.
Cluj maçın başlaması ile ilk 3 dakikada Eboue'nin kanadından 2 pozisyon yakaladı ama değerlendiremedi. 10 dakika geçmeden aynı kanattan golü attı. O dakikadan sonra oyunun seyri belli oldu; Cluj tamamen kapanacak, bu sezon kapanan, alan daraltan takımların kilidini açamayan, yaratıcı oyuncu eksikliği olan Galatasaray ise gene bu kilidi açmayı deneyecekti. Rakibin 10 kişi kalması çok da önemli olmadı. Eksik kalan Cluj kapanarak alan vermedi. Doğru dürüst çıkmadı, kontra denemedi bile. Sağanak yağışın ve rezil zeminin üzerine penaltının da kaçması sinirleri bozdu ama oyuncuların işi zorlaştırması daha da sinir bozucu. İlk yarı Cluj'un sadece 40 küsür pası ve maçta Galatasaray kalesine isabetli sadece 1 şutu var.
Tecrübeli olmayabilirsiniz ama yağmurlu havada göle dönen zeminde topu sürmemeniz, özellikle savunmada kısa ve geri pas yapmamanız, havadan oynamanız, topun sekeceğini tahmin ederek uzaktan şutlar ile sürekli kaleciyi rahatsız etmeniz gerektiğini bilmek için biraz zeka yeter. Sabırsızlığı da unutmamak gerek. Bazı oyuncuların ısrarla 2-3 rakip arasına dalıp, top sürmeye çalışması, ısrarla yerden pas atmaya çalışması inanılır gibi değil.
Dany goldeki hatası dışında bugün sürekli hatalı oynadı. Zemin ağır, top gitmiyor ama Dany sürekli defans hattına yerden kısa pas yapma derdinde. Doldur boşalt oynayabilmeniz için isabetli orta açmanız ve doldur-boşalt oynayabilen hücum hattınız olmalı. Galatasaray'ın isabetli tek ortasında da zaten Burak golü attı. Emre soldan kesiyor diğer kanatta Amrabat zor yakalıyor, Amrabat kesiyor Emre yakalayamıyor. Bu ortamda dönen topları da toplayamayınca bütün ortalar duvardan seker gibi Cluj defansından döndü. Elmander'in sakatlanıp çıkması ile top saklayan, top indirebilen, partnerine pozisyon yaratabilen bir oyuncusunu da kaybeden Galatasaray, isabetli orta açamadığı ve şut çekmediği için de oyunu kilitledi. Elmander çıkınca Galatasaray'ın rakip sahadaki top tutma oranı gözle görülür derecede düşüyor. Hamit çıkmadan önce şut denedi ama ondan sonra rakip kaleye şut diye pas atıldı.
Bu zeminde taktik konuşmanın pek faydası yok. TT Arena'nın drenajını yapanları, daha doğrusu yapmaya çalışanları konuşsam daha mantıklı olur.
Penaltıyı formsuz Melo değil de bir başkası kullanmalıydı. Aldığı eleştirileri bir nebze azaltmak istedi. Melo'ya penaltıyı kaçırdığı için değil, 3 ay tatil yapıp, gelip rezilleri oynadığı için kızmak gerek. Kötü futboluna bir de laubalili ekledi. 90. dakikada galibiyet golü aranıyor, ceza sahasında dönen topa sol çaprazda röva şota deniyor! Rakip ve hakemle uğraşıyor. (Gördüğü sarı kart ile Cluj deplasmanında cezalı duruma düştü) Bunun başlıca nedeni de Fatih Terim. Fatih Terim, Hamit-Melo kumarını şu ana kadar hep kaybetti. 'Nasıl olsa forma hep benim' düşüncesi ile oynayan Melo, şu ana kadar düzelme belirtisi göstermedi. Melo'nun alternatifinin olmaması da kritik bir hata. Ceyhun ya da Yekta değerlendirilmeli çünkü Melo zarar vermeye başladı. Ayrıca bu maçta 10 dakika da olsa Engin'e şans verilmeliydi. Engin, Melo'nun, Amrabat'ın, Emre'nin, Selçuk'un yapamadığını yapabilirdi çünkü ciddi anlamda yaratıcı tek oyuncu konumunda.
Sabri'nin girmesi oyuna hareketlilik getirdi. En azından bu sezon çok daha önce onu sahada görmeliydik. Riera bu sezon ki en iyi oyununu oynadı. Hiç top tutmadı, gereksiz hareket yapmadı ve sürekli ileriye oynadı. Belki karşısında onu zorlayacak bir oyuncu yoktu ama tecrübenin önemini gösterdi. Manchester United'ın maçı 2-0'dan 3-2 çevirmesi Galatasaray'ın işine geldi ama Galatasaray kendi evinde kazanamadığı için deplasmanda sürekli saldıran taraf olmak zorunda. Cluj ve Braga daha fazla kapanacaktır.
Galatasaray'ın bir dezavantajı da 3 Şampiyonlar Ligi maçında da hep ilk golü yiyen, geriden gelmeye çalışan taraf olması. Manchester United'a karşı sezonun en iyi oyununu oynayıp direkleri geçemeyen, kendi evinde de kazanamayan Galatasaray, deplasmanda istediğini alabilir mi? Hep birlikte göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder