28 Şubat 2012 Salı

Milli Takım'ın Yeni Forması










Yeni teknik direktör, (yine) yeniden yapılanma, yeni oyuncular derken yeni Milli Takım formamız da hazır. Ben beğendim. Sade ve şık olmuş. Nike'ın açıklamasına göre, ''formanın şortunun kumaşı %100 geri dönüştürülmüş polyesterden üretildi. Formanın üstünün kumaşı ise en az %96 geri dönüştürülmüş polyester içeriyor. Her bir forma, ortalama 13 adet geri dönüştürülmüş pet şişe kullanılarak üretildi''. Yani çevreci bir forma. Ayrıca, yakanın arka iç kısmında, Nazar Boncuğu grafiği bulunuyor. 

27 Şubat 2012 Pazartesi

Cimbom Başı Dik Yürür

Maç öncesi yapılan koreografi maçın önüne geçti diyebiliriz. Gerçekten dünya çapında bir iş oldu. Türkiye'nin ilk 3D koreografisi olması dışında, içerdiği mesaj ile de mükemmeldi. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.








Galatasaray 3 - Beşiktaş 2 | Ruh





Fenerbahçe'nin Eskişehirspor'a yenilmesinden sonra bu derbi 3 puandan fazlasıydı. Play-off saçmalığı nedeni ile aradaki puan farkı ne kadar çok olursa o kadar iyi olacak. Gerçek anlamda iyi kanat oyuncularımız olmadığı için, kanatlarda Emre ve Engin'i kullanıyoruz. İkisi de iyi oyuncu ama kanattan ziyade daha çok orta saha karakteri taşıyan oyuncular. Bu maçta iki takım adına bekler ve kanatlar kilit noktaydı. Galatasaray'da Eboue ve Hakan karşılarında Simao ve Quaresma'yı hem marke edip, hem de ataklara katılıp bindirme yapmalıydı. Eboue'den yana kuşkum yoktu ama geçen seneki takımdan kalan tek oyuncu olan Hakan Balta'nın güven vermediği aşikar.

Beşiktaş çıkarken genelde uzun toplarla direk Galatasaray kalesine gitmek için Quaresma'yı kullandı. Simao etkisiz kalınca topların çoğu onda toplandı ve o yönlendirdi takımı. Ayrıca, ceza sahası çevresinde dönen topları çok iyi kovalayan ve iyi değerlendiren Ernst, Fernandes'in yokluğunda en az onun kadar tehlikeli bir oyuncu. Orta sahada iyi pres yapan Beşiktaş kazandığı topları iyi değerlendiremedi. Maça Beşiktaş pozisyonlar ile başladı ama golü bulan taraf biz olduk. Eboue'nin harika bindirmesi, hırsı, takibi ve güzel pasına harika vuran Elmander ile öne geçtik. Golden sonra oyun rölantiye alındı. Selçuk'un etkisizliği. Emre ve Engin'in topları iyi değerlendirememesi. Başta Necati'nin çok az topla buluşması ve oyunu rakip sahaya yıkamamamız Beşiktaş'ın da işine geldi. Orta sahada top kapma yarışını iki takımda iyi değerlendiremeyince devre 1-0 bitti.

Attığımız gole benzer bir şekilde golle başladı ikinci yarı. İbrahim'in pasında Hakan Balta ortadan kaybolunca, Quaresma boş kaldı. Topu uzaklaştıramadık ve Quaresma'ya pası atan İbrahim ceza sahası içinde boş kaleye gönderdi topu. Golden sonra biraz kendimize geldik. İlk yarı oldukça etkisiz olan Selçuk'un harika pasına geride gelen Melo güzel kontrol edip, bir de güzel vurunca tekrar öne geçtik. Yediğimiz gole erken cevap vermemiz önemliydi. 2-1'den sonra Necati çıktı yerine Riera girdi. 4-5-1 tarzı bir dizilişe geçtik. Engin göbekte, Riera solda, Emre de sağ kanada geçti. Karşılıklı gollerden sonra oyun hızlandı, mücadele arttı ama özellikle son topları kötü kullanmaya başladık. Beşiktaş atağında topla buluşan Quaresma sağ kanattan sert kestiği topu Semih uzaklaştırmaya çalışırken kendi kalesine gönderince maça tekrar denge geldi. Quaresma topla buluştugunda gene karşısında kimse yoktu. Hakan Balta ilk goldeki gibi arkasında kalmıştı.

2-2'den sonra Fatih Terim risk aldı ve iki oyuncu birden değiştirdi. Kart sorun olan Melo ve Emre çıktı, Aydın ile Baros girdi. Aydın'ın halen kurtarıcı, son çare adı altında oyuna girmesi çok acı ne yazık ki. Tekrar 4-4-2'ye döndük. Derbide 'at-üstüne yat' anlayışının bir şansı olmadığının farkına vardık. Değişiklik ile tekrar baskı kurduk ama Beşiktaş arkaya sürekli adam kaçırdı ve orta alanda iyi pres yapıp çoğu topu kesti. İki takımda orta sahayı çok hızlı geçtiği için son seçimler ve son vuruşlara kalıyordu maçın kazananını belirlemek. Gene sağdan Quaresma'nın getirdiği ve Almeida'ya çıkarttığı topta, Almeida net pozisyonu değerlendiremedi. Dönen topta Riera, Selçuk'un içeri bindirmesini güzel gördü, Selçuk topu çekip arka direğe doldurdu, aynı anda yükselen Baros ve Elmander ikilisinden Elmander son dakikada topu ağlara gönderdi ve skoru belirledi. Gol sonrası sevinç görülmeye değerdi. Hasan Kabze'nin ruhu o son dakikada sahadaydı adeta.

Çok iyi oynamadık belki ama iyi mücadele ettik. Tribünde gol yesek dahi insan karamsarlığa kapılmıyor. Bir 'takım' gibi birlikte hareket eden, etmeye çalışan bir Galatasaray var. Üçüncü golden sonra Hasan Şaş önderliğindeki sevinç her şeyi anlatıyor zaten. Yediğimiz gollerde Quaresma'yı daha iyi marke edebilsek onları da yemezdik. Birini zaten şanssız bir şekilde kendi kalemize attık. Almeida daha iyi bir gününde olsa maç daha farklı sonuçlanabilirdi. Aynı Emre ve Hakan Balta gibi. Emre'de biraz düşüş var. Engin birçok faule maruz kalıyor ama aşırı tepki gösteriyor. Kendini bu kadar fazla yerden yere atmasına gerek yok. Semih iyi oynadı ama golde şanssızdı. Bazı şeyleri hata yapa yapa öğrenecek. Riera oyuna girdikten sonra çok etkili oldu. Sol çaprazdan kendi hazırladığı pozisyon gol olsa maç zaten biterdi. Elmander için kullanacağım tek kelime pes! Bu adamın sakatlığı vardı ve maçta önce oynamama ihtimali yüksekti. Sadece 2 idmanla maça çıktı ve 11 462 m ile maçta en çok koşan futbolcu oldu. İki de güzel gol attı. Ayrıca, bu sezon Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'a gol atma başarısı gösterdi. Torres'e 50 milyon pound 'bayılıp' performans alamayan Chelsea'yi düşündükçe, bonservis bedeli ödemeden aldığımız Elmander'in gösterdiği bu performans takdire şayan. Fenerbahçe ile 9, Beşiktaş ile 14, Trabzonspor ile 17 puan fark yaptık ve 6 maç kaldı. Play-off olmasa işi büyük ölçüde bitirmiştik ama puanlar bölüneceği için büyütmeye gerek yok.

Uzun zaman sonra maça gitme fırsatım oldu. Benim için harika bir gündü. Tekrar eski dostları görmek, her zaman ki gibi Ali Sami Yen sokak, maç öncesi koreo, son dakikada gelen galibiyet golü, her şey çok güzeldi. Maç öncesi yapılan koreo için fazla söze gerek yok. Türkiye'de bu ana kadar yapılan en iyi iş oldu. İlk 3D koreografi işinden alnının akı ile çıktı tribün. Bu sezon derbi kaybetmememiz, içerde Fenerbahçe ve Beşiktaş'a, deplasmanda da Trabzonspor'a 3 atıp kazanmamız geçen seneyi çabuk unutturuyor.

Yürüyedur Galatasaray...

25 Şubat 2012 Cumartesi

Rüyalarda Buluşuruz

Liverpool'dan Chelsea'ye rekor bir ücretle transfer olup, çok kötü performans gösteren ve Milli Takım'a da çağrılmayan Torres için güzel bir animasyon yapılmış. Video'da da görüldüğü gibi, Torres bu gidişle anca rüyasında gol atar...





22 Şubat 2012 Çarşamba

Oyuncak












Mesut Özil'in yeni oyuncağı Ferrari 458 Italia. Plakadaki GE(Gelsenkirchen), MO(Mesut Ozil), 10(Real Madrid'deki forma numarası, 88(Doğum yılı)









18 Şubat 2012 Cumartesi

Mersin İdmanyurdu 1 - Galatasaray 3 | Uyarı




Beşiktaş derbisi öncesi ilk devrenin önemli takımlarından biri olan Mersin'e konuk olduk. Kart cezalısı olan Baros, Melo ve Riera dışında ciddi eksiğimiz yoktu. Neredeyse 2 aydır yolunu gözlediğimiz Eboue ise geçte olsa takıma katıldı. Geldiği gibi de ilk 11 başladı. Melo'nun yerine Sabri'nin başlamasından endişe ediyordum ama Ceyhun ile başladık. Necati transferinin en sevindiğim yanlarından birisi 4-4-2 sistemine devam etmemize katkı sağlaması.


Son dönemde gerçek olan bir şey varsa, çok çok mükemmel futbol oynamadığımız ama son düdüğe kadar çok iyi savaştığımızdır. Bu maça da aynı şekilde başladık. Kayserispor maçında yokluktan sol bek oynayan Riera'nın asisti ile maçı kazanmıştık. Aynı yerlerden Hakan Balta orta yapmayı bilmediği için maçın başında öne geçme fırsatını harcadık. Mersin de bizim gibi önde pres yapıp, kalabalık orta saha ile başladı. Top kayıplarının çok canlar yakacağı bir maç olacağı barizdi. Bu yüzden özellikle Selçuk ve Ceyhun'un dikkat edip Engin'i ve Emre'yi iyi beslemeliydi. Oyunu kendi yarı sahasında kabul eden, daha doğrusu etmek zorunda kalan Mersin'i bir ara çok bunalttık. Engin'in vuruşununda Barış'ın topu çizgiden çıkarması, Selçuk'un şutu, Elmander'in pozisyonları derken, Ceyhun'un presinde atağı başlatan Necati, Engin'in güzel ortasında rakip defansa rağmen çok güzel vurdu ve öne geçtik. Aradığımız gol tam zamanında geldi çünkü Elmander sakatlanıp yerini Sercan'a bırakmıştı. Golden önce ve sonra Emre iki tane mükemmel pas attı ama birini Elmander, diğerini de Selçuk değerlendiremedi.


İlk yarı futbol, özellikle de mücadele açısından bizim için oldukça iyiydi. İkinci yarıya biraz tutuk başladık, oyunu kendi yarı sahamızda kabul ettik. Bunda Elmander'in yokluğu önemli faktördü çünkü, Sercan çok etkisizdi. İleride top tutamadığımız, saklayamadığımız için sürekli geri pas yaptık. Barış, aynı hareketi, aynı kişiye ikinci defa yapınca çift sarıdan kırmızı kart gördü ki, kartlar tamamen doğruydu. Ama yanlış olan, Engin'in o güzel şutunda topun çataldan dönmesiydi. Şut pozisyonun da şanssız olan Engin, sol çaprazda Sercan'a çok güzel pas çıkardı ama Sercan acele edip kötü vurdu ve heba etti pozisyonu. Maçın sonlarına doğru, 10 kişi kalan rakibe karşı bu denli 'isteksiz' devam etmemiz önemli bir sorun. Rehavet, Fatih Terim'in olduğu yerde görmeye alışık olmadığımız bir şey. Futbolun en bilindik kuralı işledi ve atamayana attılar. 10 kişi kaldıktan sonra oyuncu değişiklikleri ile risk alıp, baskıyı arttıran Mersin, golü de ölü toptan buldu ki zaten anca bu şekilde atabilirlerdi. Yazı başlığına 'Uyarı' eklememin nedeni bu. 'Nasıl olsa kazanırız' mantığı bize çok maç kaybettirdi. Her zaman, her şartta, her rakibe aynı ciddiyet ve aynı kazanma hırsı ile oynamak Galatasaray'ın mentalitesidir. Kazanılan büyük başarıların tarifindeki malzemelerden birisidir.








Galatasaray alt yapısından yetişmesine rağmen, adı geçtiği yerde halen 2006 yılında attığı gol ile anılan! Aydın'ın da katkıları ile Necati penaltı aldırdı ve Selçuk ile öne geçtik. İkinci golden sonra ilginç bir golle üçüncü golü de bulduk. Sabri hem fiziksel hem de mental olarak daha hızlı hareket etse daha rahat atardık üçüncü golü. Sonuç olarak 3-1 kazandık.Yazı başlangıcında belirttiğim 'savaşma' durumu ikinci yarının belli bir bölümünde ortadan kalkınca baskıyı da, golü de yedik. İlk yarıdaki güzel oyun, ikinci yarıda pek yoktu. Anlamsız şekilde geriye çektik kendimizi. Eboue'nin maçın sonlarına doğru tamamen yorgunluğunu belli etmesi, ofansta etkili olamayan Hakan Balta'ya, defansta Emre'nin yardım etmesi, Elmander ve Engin'in sakatlanarak çıkması, topu ileride tutamamamız, Mersin'in risk alması derken kazanamayabilirdik. Eboue'nin varlığı gerçekten rahatlatıyor insanı. İkili mücadeleler olsun, bindirmeleri ve tecrübeleri ile güven veriyor. Emre ve Engin çok iyiydi. Engin çok çabalıyor, şut atıyor, pas atıyor. Hakem ile daha az münakaşaya girip, topla 3-5 kişinin arasına girmekten vazgeçtiğinde çok daha iyi olacak. Emre özellikle ilk yarı harikaydı. İki mükemmel pas attı. Kendini geliştirdiği çok bariz. Sercan sürekli twitt atacağına, biraz idman kassa hiç fena olmayacak. 


Maç sonu ise büyük komedi vardı. Mersin teknik direktörü Nurullah Sağlam, maçı hakem sayesinde kazandığımızı söyledi. Bunu söyleyen de maçtaki ilk atağı 60 küsürde olan ve gol harici başka pozisyonu olmayan takımın antrenörü. Kırmızı kart pozisyonu da, penaltı pozisyonu da temiz. Mağlubiyeti hakeme bağlayıp, hakkını helal etmeyenler!? ilk yarıda 1-0 önde olduğumuz zaman Necati'nin %100'lük gol pozisyonunda kalkan ofsayt bayrağı hakkında tek kelam etmiyor. Maça iyi başladık, gol attık, baskı kurduk, %100'lük pozisyon ofsayt diye kesildi, bir çok pozisyona girdik, direkten dönen topumuz var, 3 gol attık, 5-6-7 olabilecekken çıkıpta bu maç Galatasaray'ın hakkı değildi demek hem ayıp hem yazık.


Özellikle ilk yarıdaki futbolumuzu uzun vadeye ne kadar yayabilirsek bizim için o kadar iyi olur. Sarı kart sınırında olan oyuncuların derbi öncesi kart görmemesi güzel. Riera, Melo ve Baros'un cezaları bitiyor. Engin ve Elmander'in durumları ciddi değildir umarım. Fatih Terim'in de dediği gibi, önemli olan haftayı 3 puan ile kapatmak değil, haftaya 3 puan ile başlamak.


Bu arada unutmadan, inleyen nağmeler ruhumu sardı...

16 Şubat 2012 Perşembe

Hâla Galatasaray Taraftarıyım









Lorik Cana, geçen sezonki harabe takımda ayakta kalan ve 'içimizden biri' olduğunu geldiği ilk günden hissettiren biriydi. Muslera transferinin üzüldüğüm tek yanı Cana'nın gitmesidir. Radyospor'a açıklamalar yapmış. Umarım Cana ile yolumuz bir kez daha kesişir. Galatasaray taraftarından bahsederken halen ''taraftarımız'' diyor, diyebiliyor.



Arda Turan'la çok iyi bir arkadaşlığımız oldu; geçen sezon birlikte oynadık. O çok iyi bir insan; çok yetenekli bir futbolcu. Onu Atletico Madrid'te oynarken görmek beni çok mutlu ediyor. Atletico'nun maçlarını bazen izliyorum ve Arda'yı gördüğümde çok mutlu oluyorum. İspanya Ligi gerçekten mükemmel bir lig ve Atletico çok büyük bir kulüp; bütün bunlar Arda Turan için büyük bir şans.Arda, orada en iyisini yapabilecek bir futbolcu. Maalesef sakatlığım nedeniyle Avrupa Ligi'nde birbirimize karşı oynayamıyoruz; ancak onunu Atletico'da başarıyla oynadığını görmek beni fazlasıyla mutlu ediyor.




Ben, Galatasaray'ı bir taraftarı gibi seviyorum. Galatasaray'a sevgim çocukluk yıllarımda başladı (Babası Agim Cana Türkiye'de,Gençlerbirliği'nde oynadığı yıllarda). Sonrasında Galatasaray'da oynama şansı elde ettim. Takımdan ayrıldım; ama ben hâla bir Galatasaray taraftarıyım. Galatasaray'ı çok seviyorum.  Takımımı bu sezon liglideri olarak görmek beni çok mutlu ediyor. Ben takımım Galatasaray'ı her zaman destekliyorum.


Galatasaray'ın bu sene tüm maçlarını izleme şansı elde edemedim; ama Fenerbahçe maçını izledim, bununla birlikte birkaç maç daha izledim. Her maçı izlemek mümkün olmuyor. Galatasaray, gerçekten çok iyi bir takım kurdu ve çok iyi bir teknik direktöre sahip. Terim, Galatasaray'ı çok iyi tanıyor. Türk futbolunun en iyi bilen isimlerden bir tanesi… Bu tempoyla Galatasaray'ın şampiyon olacağını inanıyorum. Şampiyon olmasını çok istiyorum. Galatasaray taraftarı şampiyonluğu hak ediyor.  Sezon sonunda Galatasaray'ı şampiyon görmek, Şampiyonlar Ligi'nde görmek benim için inanın çok büyük bir mutluluk olacak.


Geçmiş geçmişte kalmıştır.  Bazen ne kadar çok çalışsanız da, iyi şeyleryapmak isteseniz de olmayabilir; çünkü bu futbol.  Bence geçen sezon iyi bir takımdık. Bazen büyük kulüpler bizim geçen sezon yaşadığımıza benzer sorunları yaşayabilir. Bu sorunu her zaman çözemeyebilirsiniz. Geçen sezon talihsiz bir sezondu. Ama şunu kesin olarak söylemek gerekir ki geçen sezon Galatasaray takımı iyi sonuçlar almak hedefe gitmek için elinden geleni yaptı. Fakat sportif anlamda hayal kırıklığı yaşadık. Benim için önemli bir deneyimdi. Takımımın hedefe ulaşması için istedim ve bunun için elimden gelen mücadeleyi vermeye çalıştım. Taraftarımız dünyanın en iyi taraftarı benim için ve büyük başarıları hak ediyorlar . Her şeye rağmen ben geçen sezon takımın bir parçası olduğum için gurur duyuyorum. Eminim Galatasaray bu sezon en iyisin yapacaktır, gelecek sene ve önümüzdeki yıllarda ise şimdikinden daha iyi olacaktır.


Muslera'nın Lazio'da iyi işler yaptığını söyleyebilirim. Bana göre Lazio tarihinin başarılı kalecileri arasında yer alıyor.  Her başlangıç zordur; ama Muslera şu anda Galatasaray'da iyi işler yapıyor. Bana göre çok yetenekli, çok genç buna rağmen tecrübeli bir kaleci. Copa Amerika'nın en iyi kalecileri arasındaydı. Avrupa'nın da en iyi kalecileri arasında. Her geçen hafta Galatasaray'a çok daha faydalı olacak. Çok kaliteli bir kaleci, kesinlikle Galatasaray'a bundan sonra daha faydalı olacak ve ileride dünyanın en iyi kalecisi olacaktır. Bu kapasiteye sahip.


Fatih Terim'le Galatasaray'ın Avrupa'da da başarılı olmasını istiyorum. Fatih Terim'le çok fazla zaman geçirmedik. Sezon başında 10 gün kadar çalışma imkânı bulduk . Şunu net biliyorum Terim Galatasaray ve Türkiye için bir efsane…  Avrupa kupası ünvanı, Türkiye'de sayısız başarının sahibidir.  Türk futbolunu en iyi bilen isimdir. Türk futbolunun koşullarına göre takımını hazırlıyor, Galatasaray'ın yeniden Fatih Terim'le çalışmasından dolayı çok mutluyum. Umarım seneye Şampiyonlar Ligi'nde oynayacaklar ve başarılı olacaklardır.


İtalya ligi son derece zor, Lazio üçüncü sırada. Yeni takımımla iyi işler yapmak hep daha ileriyi gitmek için çalışıyoruz. Bizim de amacımız Şampiyonlar Ligi'ne kalmak, eğer başarırsak nedenolmasın belki de Galatasaray'la maç yapmak için İstanbul'a geliriz. Benim için büyük bir mutluluk olur. Türkiye'de çok sayıda arkadaşım var; hepsine selam söylüyorum. Kulübümün özellikle de Avrupa'da Şampiyonlar Ligi'nde çok başarılı olmasını istiyorum.

13 Şubat 2012 Pazartesi

10!






Her ne kadar ender de gelişse, Osasuna atakları sonuç verdi ve Osasuna kendi evinde Barcelona'yı 3-2 yendi. Lider Real Madrid, farkı 10 puana çıkarma şansı yakaladı ve Levante'yi 4-2 mağlup ederek bu şansı geri çevirmedi. Hat-trick yapan Cristiano Ronaldo'nun özellikle üçüncü golü mükemmeldi. Ercan Taner'in Tabiri İle 'Tomahawk Füzesi'ydi! Bu gol, aynı zaman Santiago Bernabeu'da atılan 4000. goldü. Yürüyedur Madrid!



















11 Şubat 2012 Cumartesi

Galatasaray 1 - Kayserispor 0





Kesin olan bir şey ile başlayalım, İki taraf adına da etkili, pozisyonlu güzel maç oldu. Hakan Balta'nın Gaziantepspor maçında yaptığı kurtarıştan sonra sakatlanması, üstüne elde kalan son sol bek olan Çağlar'ın da sakatlanması zaten formsuz olan kanatlar için sorun demekti. Riera'nın sol bek oynaması düşük bir ihtimaldi. Ujfalusi'yi sola çekip, göbekte Servet ya da Gökhan ile başlayabilirdi İmparator ama Riera'yı beke çekti. İşe de yaradı açıkçası. Önünde oynayan Emre ile iyi anlaştılar ve özellikle ofansif anlamda iyi bindirmeler yaptı. Goldeki ortası şahaneydi. Hakan Balta o ortayı açamazdı. 4-4-2 sisteminin artıları, eksilerinden fazla. Bu maçta özellikle önde iyi basmamız çoğu zaman işe yaradı ama biz değerlendiremedik. Gerçekten iyi bir bek-kanat kombinasyonumuz olsa, orta saha ve forvet olarak verimimiz 2 kat artardı. 4-4-2 sisteminde hızlı, etkili kanat oyuncuları skor anlamında çok önemli. Engin bu maç biraz sönük kaldı. Fazla içeriye yakın oynadı. Bir pozisyonda da kendini saçma bir şekilde yere atması çok aptalca. Galatasaray'da oynadığını unutmamalı. Böyle şeylere gerek yok. Emre iyi oynuyor. Mental açıdan Sercan'dan kat kat üstün ama fiziksel açıdan çok daha sıkı çalışmalı. Şutları ve ortalarını geliştirdiği çok belli. Duran toplar dışında her ne kadar çok koşup, çok mücadele etse de, Selçuk bal yapmayan arı gibi. Özellikle çift forvet oynadığımız göz önünde bulunursa, pasları artık çok daha değerli. Melo bugün çok iyiydi. Golü dışında önde basan oyuncuların başında geldi. Kendi başlattığı atakta Riera'nın bindirmesini görüp, güzel ortaya aynı güzellikte vuruş yapan Melo ile öne geçtik. Emre, Necati, Elmander başta olmak üzere çok net ataklarımız var ama değerlendiremedik. Bazılarında özellikle Navarro çok iyi kurtarışlar yaptı.


Kayserispor özellikle orta alanı kalabalık tutup, Sabri zaafını çok iyi kullandı. Sabri'nin kanadında etkili oldular. Amrabat harika bir maç çıkardı. Kayserispor'un beyni gibiydi. Her iki kanatta da etkili oldu. Ters toplar, ters koşular, araya toplar, dribblingler olmak üzere özellikle sol kanadı çok zorladı. Kaçırdığı pozisyonda da açı çok dar olunca gol yapamadı. Bu tarz bir oyuncumuz olsa en az 4-5 puan daha önde olurduk. Muslera maçın yıldızlarındandı. Geldiği zaman yaptığı şeylere rağmen kafalarda soru işareti vardı. Biraz kötü de başladı ama müthiş durumda. Amrabat'ın güzel ara pasında harika zamanlama ile çıkıp Furkan'ın ayaklarından aldı topu. Harika refleks gösterek Troisi'nin pasında topun arkaya geçmesini önledi. Gökhan'ın kafa vuruşunda hata yapmadı. Çok pozisyon vermedik ama verdiğimiz pozisyonlardaki başarısı önemli. Şu ana kadar çok iyi geldi ve aynı güzellikte devam ediyor. Maç içinde Sabri'yi alkışlattırması. Gaziantep maçında hemen Hakan'a koşması güzel detaylar. Son günlerde adı transferde geçiyor ama bırakın transferi, ben sene sonu kaptan yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ha elendi, ha elenecek derken finale çıkan Fildişi Sahil'i şu finali yapsa da kazasız belasız Eboue'ye kavuşsak. Sabri özellikle savunma anlamında bize ciddi zarar veriyor. Elmander insan değil! İnanılmaz mücadele ediyor, inanılmaz koşuyor. Yerden, havadan her türlü pozisyonda elinden geleniy yapıyor ve gerçekten yararlı. Bu maçta da en fazla koşan oyuncu oldu. Necati nerede durması gerektiğini, ne yapması gerektiğini, nasıl vurması gerektiğini biliyor ama fiziksel açıdan fazla güçsüz gibi.


Hakem ile ilgili konuşmak istemiyorum ama ilk yarıda Troisi'nin Ujfalusi'yi itip pozisyona girmesi, Zurab'ın sarı kartı olmasına rağmen önce Elmander'in suratına vurup, omuzuna basarak hava topuna çıkması, ardından da son adam olarak gole giden Elmander'i düşürmesine rağmen atılmaması bahsedilmeyecek gibi değil. Beşiktaş derbisi öncesi MİY deplasmanında Riera ve Melo olmayacak.

10 Şubat 2012 Cuma

We Are The Best





Bu sezon 13, Euroleague'de de 18 maçtır yenilmeyen CSKA Moskova'yı 68-64 yendik. Bir ara 10 sayı kadar geriye düşsekte, İtalyan hakeme rağmen maçı kazanmayı bildik. Oyuncular kadar, salonu doldurup müthiş bir destek veren taraftar da harikaydı. Oktay Mahmuti'nin dediği gibi,  Belki en kaliteli, en iyisi olmadığımızı biliyoruz. Zaaflarımızın olduğunun da farkındayız. Ama kimseden korkmuyoruz.









5 Şubat 2012 Pazar

Haydi Beyler!




























Kaptan takımını motive ederken...

Karışma Hocam Sen!

1980-1981 yılları İstanbul'da sıkı yönetim var, Ömer Albay zamanı. Haftasonu İnönü stadında bir lig maçı Galatasaray, Eskişehirsporu konuk ediyor. Stad dolu, seyircide endişeli ve gergin bir bekleyiş, çıkış tüneli ağızında takım göründü. Saha kenarında kurban kesildi, oyuncular kurbanın üzerinden atladılar, alınlarına kan sürüldü... Çok kritik bir hafta ligin sonu görünmüş Galatasaray futbol takımı puan cetveli sıralamasında sondan dördüncü!. Bu maçıda kaybederse küme düşme potasına girecek. Tüm fotomuhabirleri Galatasaray'ın atacağı golü fotoğraflamak için Eskişehir kalesi arkasında bende ters kalede idim. İlk devre skoru Eskişehir 2, Galatasaray 0, devre arasına bu skorla başlar önde gidildi. Seyirci şokta, suspus olmuş, kimsenin ağzını bıçak açmıyor, hava soğuk tembel bir kış güneşi var ve ikinci devre başladı. Antrönör sorunu yaşayan Galatasaray'ı son olarak Turgay Şeren çalıştırıyor. Fatih Terim takım kaptanı, defansın bel kemiği, ABD'nin Cosmos takımından transfer edilen yumruk show ile ünlü sarışın defans elemanı Güngör'ü ileri gönderiyor, forvete yardım etsin diye. Turgay Şeren çıldırıyor saçını başını yoluyor, taç çizgisi kenarına kadar gelip avazı çıktığı kadar bağırıyor "Güngör geri gellll" diye.


Güngör şaşkın geri mi gelsin ileride mi kalsın, takımla son 35 dakikaya 2-0 mağlup girilmiş. Gol fotoğrafı çekmeyi bir yana bırakıp geldim Galatasaray kulübesi önüne. Fatih, Güngör'ü ileri gönderdikçe, Turgay 3. Golü yeme korkusu ile geri çağırıyor, sürtüşme var. Fatih, Turgay hocaya en sonun da bağırmaya başlıyor ''karışma hocam sen!'' dönüyor Güngör'e git ileri diyor. Önce 2-1 bir korner bir kafa 2-2 Turgay Şeren ağlıyor gözler kıpkırmızı. 















(Çocukken onu Ankara 19 Mayıs Stadyumunda seyretmiştim. Kaleciyken çok uçmazdı ama, iyi yer tutardı, Turgay Şeren, Özcan Arkoç, Necmi Mutlu, Varol Ürkmez iyi kalecilerdi. Koca dev milli kaleci Turgay'ı dolu dolu gözlerle görmek tabiki dokundu bana).


Maçın sonuna doğru Güngör'den bir kafa topu daha Galatasaray 3-2 öne geçiyor, Turgay yumruklarını sıkıp bağırıyor "İşte Cimbom bu" göz yaşları yeniden akıyor, seyirci rahat bir nefes alıyor ve maç böyle bitiyor. GS tehlikeli bölgeden uzaklaşıyor, Fatih Terim ilk sinyalleri 20 yıl önce veriyor, Piontek'ten öğrendikleriylede Avrupa da kendine kariyer sağlıyor.





Alıntıdır...

Bu Adam Çok Tehlikeli



Raul, Schalke idmanında döktürüyor. 
Her ne kadar idman da olsa, bu adam özellikle ceza sahasında çok tehlikeli

İyi ki Doğdun Hagi







Hayatım boyunca canlı olarak izlemek istediğim, çok az da olsa izleyebildiğim bir yetenek Hagi. Bitik, kazık, gereksiz bir transfer olarak görüldü ilk geldiği zaman ama çıktığı ilk maçtan ta ki son maçına kadar her zaman Galatasaray formasının hakkını verdi ve inanılmaz şeyler yaptı. Sadece Galatasaray'ın değil, Türk futbolunun tarihini değiştirdi. Sadece saha içinde değil, saha dışında da gerçek bir Galatasaraylıydı ve adam gibi adamdı. 10 numaralı forma 10'dan başka kim geldiyse yakışmadı. 10'dan başka kimse layığı ile taşıyamadı. 

Hagi'nin de dediği gibi, Galatasaray adının olduğu yerde her zaman umut vardır. İyi ki doğdun Commandante, iyi ki doğdun Hagi, iyi ki Galatasaraylı oldun...

Gaziantepspor 1 - Galatasaray 2 | Sistem

Antalyaspor maçından sonra kaybettiğimiz 2 puan ve kırmızı kart gören Baros, Fatih Terim'de bir şeyleri harekete geçirmiş olacak ki 4-4-2 dizilişi ile çıktık.






4-4-2 konusunda Elmander'e katılıyorum. Zaten sürekli yazıyorduk. Bu kadro yapısı, 4-4-2'ye daha uygun. Sadece elde 'gerçek' kanat(lar) olmadığı için, Baros'un da yokluğunda mecburiyetten tek forvet oynuyorduk. Necati transferi ile tekrar çift forvetli sisteme döndük. Sağ bekte Sabri, solda Hakan, göbekte Ujfalusi ve Semih, sağ kanatta Emre, sol da Engin, ortada Melo ve Selçuk, önlerinde de Elmander ve Necati 11'i ile sahadaydık. Gaziantepspor'un yeni teknik direktörü olan Hikmet Karaman bu tarz vitrin maçlarını seven bir hoca. Geçen senelerde Manisaspor ile Galatasaray'ı yendiği zaman Avrupa Kupası kazanmış edası ile TV'de programlara çıkıp canlı Football Manager uygulaması yapmışlığı var. Orta sahayı kalabalık tutup, solda Sosa, sağda Popov, önlerinde de Cenk ile başladı. Popov ligde begendiğim kanat oyuncularından birisi açıkçası. Türkiye Ligi için ideal bir oyuncu. Sağ kanada adam ararken düşünebilirdik.






Yaklaşık 5 yıl aradan sonra tekrar Galatasaray forması ile 100. lig maçına çıkan Necati, kondisyon ve lig tecrübesi olan bir oyuncu olduğu için ilk 11 başlamasına şahsen şaşırmadım. 4-4-2'ye dönmemiz ile beraber önemli olan kanatların etkisiydi. Maç çok sakin ve zevksiz başladı. İlk 25 dakika iki takımda orta sahada topa sahip olmaya çalıştı. Cılız 1-2 şut dışında fazla bir şey izleyemedik. Dany Elmander'i, Semih de Cenk'i iyi marke edip adım attırmadı o dakikaya kadar. Ama 25. dakikadan sonra sanki anlaşmışçasına iki takımda çok net pozisyonlar yakaladı. İlk önemli pozisyon, Bekir Ozan'ın sağ ayağının dışıyla çektiği şut. Soldan Engin'in ortasında ceza sahası içinde Selçuk zor olanı yaptı ve 5 metreden topu üst direğe nişanladı. Sol kanattan geldiğimiz kontra atakta Melo topla ceza sahası içine girerken şutu çekmekte geç kalınca Bekir Ozan çok kritik bir müdahale ile uzaklaştırdı topu.  Ardından Popov'un şutunu Muslera çıkardı. Gaziantep kalecisinin degajı, son maçlarda performansı gene piyango haline gelen Hakan Balta'ya kadar geldi. Hakan'da çok basit bir hata yapıp topu ayağından kaçırınca, Popov Muslera'nın üzerinden aşırttı. Pozisyonu takip eden Popov, kafa ile hamle yapıp topu kaleye gönderecekti ki, tam golü yedik diyorken Hakan Balta inanılmaz bir müdahale yapıp topu uzaklaştırdı. Golü değil kariyerini çizgiden çıkardı diyebiliriz. Gaziantep ataklarını arttırdığı dakikalarda, ilk yarının sonunda Cenk sağ çaprazdan şut atmak yerine pas vermeyi denese Gaziantep devreyi 1-0 önde kapatabilirdi.


İkinci yarıya Emre - Yiğit değişikliği ile başladık. Ama Gaziantepspor daha iyi başladı. Bekir'in pasında Sabri'nin ortalarda olmamasını fırsat bilen ve defansın arkasına sarkan Popov, Semih'de kararsız kalınca öne geçirdi takımını. İlk yarıda Hakan'ın çıkardığı pozisyon gibi Muslera'nın degajında Melo'nun havalandırdığı, Elmander'in Necati'ye indirdiği topta Emre hata yapınca, Necati affetmedi ve beraberliği getirdi. Beraberlik golü ardından çıktığımız kontrada kendi yarı sahasından topu alan Engin, rakip ceza sahasına kadar çok iyi sürdüğü topu bir de güzel çalım ile taçlandırıp pas vermeyi hatırlayınca Elmander ile öne geçtik. Engin özellikle ikinci yarı harika oynadı ama son haftalarda topla birlikte 3-4 kişinin arasına girip eziyordu topu. Bu sefer pas vermeyi denedi ve öne geçtik. Gol de Engin ve Elmander kadar Necati'nin de payı var. Çünkü, Engin ortadan gelirken ters koşu yapıp Antep stoperini peşine taktı ve Elmander'e hem açı, hem de alan açtı. Elmander bu sezon ki 9. golünü attı. Zaten her maç çok iyi savaşıyordu ama özellikle tek forvet olduğu maçlarda rakip defansta tek başına kayboluyordu. Bugün çift forvetli sistemde hem Necati'ye asist yaptı hem de golünü attı. Çİft forvet oynamak iyi oynandığı zaman büyük avantajdır ama birlikte oynayacak oyuncuların birbiri ile uyumları da çok önemli. İlk kez oynamalarına rağmen hiç sırıtmadı Necati ve Elmander. 2-1 olduktan sonra risk alan Gaziantep, ilk yarıda sol kanattan çok etkili gelmişti. İkinci yarıda da transferi yılan hikayesine dönen Turgut'la sağ kanatta çok etkili oldu. Maçın sonlarına doğru Necati'nin penaltı pozisyon var. Necati topa hamle yapmak isterken, Karcemarskas'ın direk Necati'ye müdahalesine hakem devam kararı verdi. Tabii ki şaşırmadık.








Üzerimizdeki ölü toprağı atmak için bu galibiyete çok ihtiyacımız vardı. Necati'nin gol atması, Engin'in ikinci yarıdaki performansı ve tekrar 4-4-2'ye dönmemiz sevindirici etkenler. Sakatlandıktan sonra, tam olarak hazır olmadan dönen ve Samsunspor maçına damga vuran Sabri halen kötü. Hem form olarak hem de moralmen kötü. İlk yarıda bir pozisyonda ters kafa vuruşu ile kendi kalesine gol atıyordu. İlk yarıda önünde oynayan Emre ile vasattı ama özellikle ikinci yarıda Yiğit ile hiç oynayamadı. İleri çıkarken de, geride kalırken de kendinden emin değil Sabri. Yiğit çok kötü bir maç çıkardı. Bir kaç pozisyonda boş alanları iyi değerlendiremedi. Hakan-Riera, Sabri-Yiğit hayallerimizin kanatları! Gaziantepspor'u korner kullanmadan yendik. Eboue dönsün dedikçe Fildişi kazanıyor. Sağ kanat için bir alternatifimiz olabilir ama sol kanat için yok. Hakan Balta için uzun uzun yoruma da gerek yok. Çok çok kötü devam ediyor. Çizgiden sadece golü değil, kendi kariyerini tehlikeye atmaktan da kurtardı. Selçuk ve Melo'da bir form düşüklüğü var gibi. İlk devrede izlediğimiz gibi değiller. Orta alanda kontrolü kaybettiğimiz an, maçı da kaybederiz. Bu defansif hatalar ile bu lig bitmez. Gaziantepspor'un net pozisyonları var. Onlar gol olsa çevirmesi mümkün olmazdı. Sezonun ilk yarısındaki MİY ve 2 hafta önce oynadığımız Bursaspor maçındaki yakaladığımız pozisyonları nasıl değerlendiremediysek, ikinci yarıda değerlendirdik. 4-4-2 sisteminde kanat oynayacak oyuncuların katkısı çok önemli. Sol kanat için Engin ve Emre ve Riera tamam ama sağ kanatta sıkıntı var. Yiğit o işi yapabilecek gibi durmuyor. Emre sağ kanatta sol kanattaki gibi etkili değil. Ama ne olursa olsun sağ kanatta Emre hepsinden iyi performans gösteriyor. Gaziantepspor'da Bekir Ozan, Popov ve Dany'i beğendim. 


Fenerbahçe - Beşiktaş derbisi öncesi bu 3 puan güzel oldu. Derbi'nin berabere bitmesi işimize gelir.

2 Şubat 2012 Perşembe

Galatasaray 1 - Antalyaspor 1 | Sessizlik







Medya tarafından bilinçli-bilinçsiz yönetim içi çatışmalarıydı, transferiydi, Mehmet Ali Aydınlar'ın istifasıydı derken Antalyaspor maçının önemi son dönemde alınan puan kayıplarından sonra daha da arttı. Maç öncesi sürpriz Necati transferi ile biraz kızgın, biraz şaşkın özellikle Baros sakatlandıktan beri çıktığımız tek forvetli sistem ile sahadaydık. Sağ bekte Sabri'nin yerine Ujfalusi, göbekte Gökhan Zan, sol kanatta Riera, sağda Emre, gezgin bir Engin ve tek forvet Elmander şeklinde çıktık. Sistemden ve oynayanlar önemli değildi açıkcası, bu maçtan 3 puan almamış şarttı. Yoğun kar yağışı ile birlikte hareketli bir maç başladı. Özellikle Riera'nın biraz kıpırdaması sonucu sol kanattan gelişen ataklarda Emre'nin sağ çaprazdan sol ayağı ile vurduğu plaseyi Ömer güzel çeldi. Ardından gene soldan Riera'nın ortasında Selçuk kafa vuruşunda çerçeveyi bulamadı. Riera ile uyum sorunu bariz olan Hakan Balta, Engin'in de ofsaytı bozması ile kanadından verdiği pozisyonda, Mehmet'in pasında Gökhan Zan'da ağır kalınca Emrah boş kaleye yolladı topu ve Antalyaspor'u 1-0 öne geçirdi. Golü yedikten sonra Fatih Terim'in çıkın! emrini alan futbolcular riski de alıp yüklendi ve akabinde kazanılan penaltıyı Melo ile değerlendirdik ve maça denge geldi. Penaltıyı orta hakem İlker Meral'in değil de, yan hakem Volkan Narinç'in vermiş olması önemli bir detay.


İlk yarı 1-1 sona erdikten sonra ikinci yarıda da etkili olamayınca Fatih Terim iki oyuncu ile birlikte sistemi de değiştirerek 4-4-2'ye döndü. Bu dakikadan sonra, her ne kadar fazla pozisyon versek de daha etkili geldik. Baros sakatlandıktan sonra ciddi anlamda bocaladık. Özellikle oyunu ileriye yıkma ve gol atma konusunda  Baros çok önemli bizim için. Tabii 4-4-2 sistemi için de. Baros girdikten sonra hakem saçmalamaya başladı. Önce hava topu mücadelesinde Ali Turan'ın, Baros'un boynuna sarıldığı pozisyonda Baros'un faul yaptığına karar verdi. Bu karar çok sinirlenen Baros, hakeme aşırı tepki gösterdi. Akabinde Engin'in pası ile sağ çaprazdan ceza sahasına giren Selçuk'un düşürüldüğü pozisyona penaltı beklentisi içinde olan Baros, biraz önceki pozisyonunda etkisi ile hakeme ne dedi bilinmez ama kırmızı kartı gördü. Tam sistem 4-4-2 oldu, baskıyı kurduk diyorduk ki, 10 kişi kaldık. 10 kişi kalmamıza rağmen ataklar devam etti, önce Emre'nin şutu defanstan, sonra da Elmander'in kafa vuruşu direkten döndü. Risk alan Fatih Terim, Engin'i çıkartıp Sercan'ı oyuna aldı. Sağdan Sabri'nin ortasında defans oyuncusunun eline çarpan topta, yan hakem devam dedi ve maç sona erdi. 








Antalyaspor çok iyi oynamadan, haddinden fazla agresif oynayarak, hızlı toplarla etkili olmaya çalıştı ama bu pozsiyonlarda maçın en iyi oyuncusu Semih Kaya hatasız oynayınca öne geçemediler. İçeride oynadığımız pozisyonlarda puan kaybetmememiz gerekiyor çünkü takımın oyununa ve formuna baktığımız zaman deplasmanda maç kazanabilmemiz zorlaştı. Eboue'nin Afrika Kupası'na gitmesi takımı çok etkiledi. Sol kanat zaten sorunluydu, Emre'nin devre sonuna doğru yükselen formu ile canlandı. Sağ kanatta Sabri'nin sakatlıktan sonraki kötü formu, Kazım'ın satılması ve Emre'nin sağ kanatta, sol kanattaki gibi etkili olamaması işleri düğümlüyor. Eboue olmayınca Ujfalusi'yi sağ beke koyuyorsunuz göbek aksıyor, göbekte oynatıyorsunz sağ bek aksıyor. Transfer döneminde hep yaratıcı, oyun açan, skoru değiştirebilecek bir oyuncu bekledik ama olmadı. Maçta özellikle ikinci yarı takım aşırı sinirliydi. Melo başta olmak üzere kaybedilen puanlar, gol ihtiyacı derken sinir ve agresiflik futbolun önüne geçti bizde. 1-2 iyi maç çıkaran Hakan Balta son maçlarda gene aşırı formsuz. Semih Kaya ve Ujfalusi gene iyi oynadılar. Ujfalusi tecrübeli bir oyuncu ama 90 dakika bekte git-gel yapmasını bekleyemezsiniz. Engin çok koştu ama bal yapmayan arı halen. Genede iyiydi. Riera ilk yarıda biraz parladı sonra gene söndü. Orta alanda özellikle Melo, Selçuk ve Engin üçlüsünün pas hataları zaten zor ileri çıkan takımı olumsuz etkiliyor. Elmander'i iyi besleyemiyoruz. Elmander tek forvet değil de, ikili forvet sistemine yatkın bir oyuncu. Zaten Baros ile oynadıkları zaman çok etkili oldular. Kanatlar arızalı, orta saha su kaynatmış durumda. Yani sahadaki orkestranın bir şefi yok. Ve bunlara çözüm olarak Necati ile transferi kapattık. Takımda eksik olan bu yaratıcı oyuncu eksikliği gittikçe büyüyen bir sorun. Necati transferi ile tekrar 4-4-2'ye dönüş yanı sıra Eboue'nin de dönüşünü bekliyorum.


Durum 0-0 devam ederken Selçuk'a ceza sahası içinde uçan Antalyalı futbolcunun hareketine devam diyen İlker Meral, penaltı pozisyonunda yardımcısının ısrarları ile penaltıyı çaldı yoksa çalacağı yoktu. 1-1 devam ederken Sabri'nin ortasında eliyle müdahale eden Antalyalı için yan hakeme uydu gene, çünkü kararı devam yönündeydi. Bize gösterdiği tutumu, Antalyaspor'a göstermedi. Baros'un kırmızı kartında ne dedi bilemeyiz ama neden dediği önemli. Ömer konusu var ki evlere şenlik. Her Antalyaspor - Galatasaray maçı olduğu gibi, bu maçta da başroldeydi. İyi maç çıkardı gene. Şovun da yaptı. Lig'in tecrübeli isimlerinden birisi. Bu kadar zaman oynamasına rağmen her maç bu terbiyesizliklere devam ediyor, birisi de çıkıp tek laf etmiyor. Çirkefler takımı kursam, kaptanlık bandını vereceğim isim olur. 


Baros'u çok severim. Gerçek bir golcü, gol atmayı bilen birisi. Ama son yıllarda sakatlıkları yetmezmiş gibi bir de kırmızı kart görme durumu artık fazla can sıkıyor. Tam iyileşti 4-4-2'ye döneceğiz derken bu seferde kırmızı kart gördü ve 2 hafta ceza alacak. Ujfalusi'de gereksiz itiraz edip sarı kart görmeye başladı son dönemde. Melo penaltı atmadan önce Deniz ile Emander'in de itişmeleri var. Fatih Terim, maç başlığı için yazdığım gibi, Sessizlik en güzel sestir duyan için dedi. Ayrıca takımın son dönemdeki disiplinsizliğine dikkat çekti. Bu sessizlik sezon sonu istifa çığlığına dönüşmez umarım.





İyi ki Doğdun Taçsız Kral





İyi ki doğdun Taçsız Kral. İyi ki Galatasaraylı oldun. Benzemez kimse sana...














Bir devri sen yaşattın
Bir devir senle dolu
Emsalsiz goller attın
Sana aşık Türk Futbolu


Sana gönülden sevgi
Sana krallar feda
Bu son maç son hatıra
Metin sana elveda


Toplar pek mahsun kaldı
Boynu bükük sahalar
Bir kral taht bıraktı
Yırtılmayacak ağlar


Sana gönülden sevgi
Sana krallar feda
Bu son maç son hatıra
Metin sana elveda














1 Şubat 2012 Çarşamba

Muhabir Melo

Türkiye'de kar yağışı devam ediyor. Son gelişmeleri Felipe Melo'dan alıyoruz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen