31 Ağustos 2012 Cuma

“Bugün de Senin Yüzünden Kaybedelim...”





Sene 1960. İhtilal olmuş Mayıs’ın 27’sinde, askerler gelmiş iktidara. Aradan dört ay geçmiş. Hayat devam ediyordu yine de, özellikle de Mithatpaşa Stadı’nda. Birinci Türkiye Ligi’nin ikincisi yeni oynanmaya başlamıştı o sırada.

Eylül’ün ortası. Yapılan bir ihbar üzerine sekiz gün eksik askerlik yaptığı ortaya çıkıyor Metin Oktay’ın. Sonra da “en şerefli, en mukaddes vazifeyi ihmal etmişsin” denerek cezaevine konuyor. Hem de tam 45 günlüğüne.

Metin Oktay’ın Toptaşı Cezaevi’nde yaşadıkları ayrı bir yazı konusudur. Biz kalemimizin mumunu hapisten çıktığı güne çevirelim.

28 Ekim 1960. Cezaevinin kapısında üç Galatasaraylı var: Turgan Ece, Rüçhan Adlı ve Kamil Altan. Metin Oktay kapıdan çıkınca sarılıp öpüşüyorlar. Gözlerde yaş var.

Ertesi gün Galatasaray’ın Karagümrük’le maçı var. Takım Çekmece’de kampta. Rüçhan Adlı’nın otomobiliyle doğrudan kampa gidiyorlar. Burada tam anlamıyla Galatasarayı’na yeniden kavuşuyor Metin Oktay.

Akşam Beyti’de yemek yeniyor tüm takımla. Ama Gündüz Kılıç sofrayı bir başka donattırıyor o akşam. Kolay mı? Hapisten yeni çıkmış Taçsız Kral. Takım arkadaşları yemek bitince otele dönüyorlar. Ama Baba Gündüz ve oğlu bildiği Metin Oktay yemeğe devam ediyorlar. Rakı içiyorlar, sabahın 3’üne dek.

Sonra da otele dönüyorlar. Baba Gündüz resepsiyona sıkı sıkı tembihte bulunuyor: “Metin Oktay sabah kahvaltısı için kesinlikle uyandırılmayacak. O yorgunluğunu atıncaya kadar uyuyacak.”

29 Ekim 1960. Saat 11.00 suları. Metin Oktay hâlâ uykuda, 45 günün yorgunluğunu çıkarmaya çalışıyor. Baba Gündüz geliyor odasına, uyandırıyor. Sonra da yatağının ucuna ilişiyor. “Biliyorum oynayacak durumda değilsin. Ama seyirci seni görmek istiyor Metin” diyor Gündüz Kılıç. Sonra da devam ediyor: “Karagümrük’e karşı seni oynatmak istiyorum. Üzülme, verebileceğini ver. Sen bize çok maç kazandırdın. Bugün de senin yüzünden kaybedelim. Seni hasretle bekleyen seyirciye ne olur bu saygıyı gösterelim.”

Baba Gündüz böyle konuşur da karşı çıkılır mi hiç? Karşı çıkmadı Metin Oktay. Üç saat sonra sahaya çıktı, antrenmansız ve geceden kalmış vaziyette. Tam iki gol attı o haliyle. Mete Basmacı’nın da bur golüyle Galatasaray Karagümrük’ü, 1960’ın Cumhuriyet Bayramı’nda 3-0 yendi. Yorgunluktan ve dermansızlıktan soyunma odasına kusa kusa gitti Taçsız Kral. Ama, onu seven tribünlerine kavuştuğu için hıçkıra hıçkıra da ağlıyordu.

Kıssadan cümle şu, tarif edilemez bir ruhla dolu bu Galatasaray masalında: “Bugün de senin yüzünden kaybedelim.”

O söz orada duruyor yıllardır, Galatasaray tarihinde.


alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen