15 Ağustos 2012 Çarşamba
2012 - 2013 Sezonu Öncesi Galatasaray Analizi
Hak edilen lig şampiyonluğu ve yeni sezon öncesi kazanılan Süper Kupa şampiyonluğu ardından geçen sezon öncesine göre Galatasaray çok daha rahat, kendine güvenen ve iddialı bir şekilde giriyor. Tarihinin en kötü dönemlerini geçirdikten sonra yeni yönetim, yeni teknik heyet ve sıfırdan kurulan takımın bir yerden patlak vermesi beklendi ama beklentiler boşa çıktı. Geçen sene takım sıfırdan kurulacağı için neredeyse bütün mevkilere birden fazla transfer gerekiyordu. 1-2 tanesini saymazsak, ekonomik imkanlar dahilinde yapılabilecek en iyi transferler yapıldı diyebiliriz. Galatasaray'ın bu seneki en büyük avantajlarından birisi şampiyon olan kadroyu koruması ve iskelet kadroya iyi takviyeler yapması.
Gelenler
- Umut Bulut (Kiralık- Toulouse)
- Burak Yılmaz (Trabzonspor)
- Dany Nonkeu (Gaziantepspor)
- Hamit Altıntop (Real Madrid)
- Nordin Amrabat (Kayserispor)
- Felipe Melo (Kiralık - Juventus)
Gidenler
- Ayhan Akman (Futbolu bıraktı)
- Servet Çetin (Eskişehirspor)
- Aykut Erçetin
- Bogdan Stancu (Orduspor)
- Pino
- Kazım (Kiralık - Blackburn)
- Mehmet Batdal (Kiralık - Bucaspor)
- Yiğit Gökoğlan (Kiralık - Antalyaspor)
- Ahmet Kesim (Kiralık - Aydınspor)
- Bilal Özhan (Kiralık - Kayseri Şekerspor)
Kale
Taffarel ve Mondragon'dan sonra (bu arada Mondragon 41 yaşında Kolombiya Milli Takımı'na çağrıldı.) kalede bir 'arayış' içinde olunduğu barizdi. Sürekli geçiştirilen gerçek bir kaleci transferlerinden sonra Muslera beklentileri fazlası ile karşıladı. Copa America'da şampiyon olan Uruguay'daki iyi performansının transfer döneminde başka kulüplerin ilgisini çekeceği endişelerine rağmen transferi bitirilmişti. Tanımadığı bir ülkede, tanımadığı bir takım, teknik heyet ve yeni defans hattı ile ilk kez oynamasına rağmen 1-2 haftalık bocalama dönemi dışında her zaman güven verdi. Taffarel önderliğinde Ufuk'un ve Eray'ın da çok daha iyi gelişeceğini düşünüyorum.
Savunma
Hem Avrupa hem de Türkiye'yi düşündüğümüzde beni en çok endişelendiren mevki defans hattı. Geçen sene savunmanın çoğu zaman iyi gözükmesinin ana nedenlerinden biri takım savunmasının ve presin iyi yapılmasıydı. Bank Asya'ya kiralanacakken, Fatih Terim tarafından şans verilen Semih'in, tatil yapmaya geldiği sanılan Ujfalusi ile iyi ikili olması sürpriz oldu. Gerçek bir lider olan Ujfalusi'nin, tecrübesiyle Semih'e saha içindeki yardımı Semih'in performansını katladı. Sadece Galatasaray değil, Milli Takım da iyi bir stoper kazandı. Geldiği ilk zamanlar farklı mevkilerde denenen, ama asıl yerine geçince kendi gibi bizi de rahatlatan, Afrika Kupası'na gittiğinde eksikliğini fazlası ile hissettiğimiz Eboue, savunmada en güvenilen isimlerden. Formunu yavaş yavaş toparlayan Hakan Balta'ya bir şey olması durumunda sol beki ciddi anlamda doldurabilecek kimse yok. Bir 'çilek' sevdası tutturulmuş gidiliyorken, transfer gereken gerçek mevkiye henüz transfer yapılmadı. Gaziantepspor'dan transfer edilen Dany, Türkiye için iyi bir alternatif ama Avrupa için Semih gibi tecrübesiz durumda. Fazla şans bulacaklarını zannetmesem de, Çağlar, Sabri, Gökhan rotasyonda olacak.
Orta Saha
Mükemmel bir sezon geçiren Melo - Selçuk ikilisi dışında geçen sene Galatasaray'ın başının en çok ağrıdığı mevki orta sahaydı. 4-4-2 sisteminde kanatlarda oynayan Emre ve Engin devşirme olarak ellerinden geleni yapsalar da, özellikle deplasmanlarda sıkıntı yaşandı. Kitlenen oyunu açabilecek, adam eksiltip, pozisyon hazırlayabilecek bir oyuncu sıkıntısı sürekli hissedildi. İyi bir transfer beklenirken Kazım'ın da devre arasında takımdan ayrılması beklenmeyen bir etki yarattı ve Aydın Yılmaz tekrardan şans buldu. Amrabat ve Hamit transferleri iyi uyum sağladığı takdirde bu eksikliği giderecektir. Ödenen bonservisi çok yüksek bulsam da, Amrabat bileklerine hakim, adam eksiltebilen ve dikine oynayabilen potansiyeli yüksek bir oyuncu. Fatih Terim'in ısrarla istemesinin bir sebebi vardır. Hamit ise tam bir joker. Sağ bek dahil orta sahanın neredeyse her yerinde oynayabiliyor, sakatlanmazsa önemli bir koz olacaktır. Gönderilmesi gerektiğini düşündüğüm Riera dışında, Culio, Ceyhun, Yekta, rotasyondaki isimler.
Forvet
Forvet hattından önce Elmander ile ilgili bir-iki şey söylemek gerekir. Türkiye'de oyuncular bonservis bedellerine, aldıkları paralara göre rağbet gördüğü için, bonservis ödenmeden alınan Elmander'den beklentiler düşüktü. İngiltere ve Fransa liglerinde oynamasına rağmen fazla ön plana çıkan bir isim değildi. Ama müthiş bir sezon geçirdi. Bu denli savaşan, sahada her şeyini veren, enerjisi hiç bitmeyen bir oyuncu izlemeyi özlediğimizi hatırlattı. Devre arasında gelen ve kısa sürede iyi performans gösteren Necati, gönderilmesini düşündüğüm Baros, mental açıdan halen yeterli olmayan Sercan dışında, 2011-2012 sezonu gol kralı Burak Yılmaz ve Umut Bulut transferleri forvet hattını biraz şişirdi. Süper Kupa maçındaki Selçuk-Umut ikilisinin mükemmel performansı, Selçuk-Burak ikilisinin buluşmasını gittikçe meraklandırıyor. Elmander gibi hücum presi iyi yapıp, rakip defansı sürekli rahatsız eden bir oyuncuya partner olarak bitiricilik işini yapabilecek birisi gerekiyor. Bu konuda da Burak ile Umut yarışacak gibi.
Spor Toto Süper Lig
İskeletin korunması dışında yapılan iyi transferler şüphesiz Galatasaray'ı favori yapıyor. Geçen seneye göre rotasyonda daha iyi isimlerden mevcut. Üç kulvarda mücadele edileceği göz önüne alınırsa mutlaka fayda sağlayacaktır. Takımın fizik-kondisyonunda da gözle görülür bir artış mevcut. Çok değil 1-2 sene önce maçları, puanları değil umutlarını kaybeden bir Galatasaray varken, Fatih Terim'in gelmesi ile her şeyden önce güvenini ve kimliğini tekrar kazanan bir Galatasaray var. Takım gol yese, geriye düşse de Galatasaraylılar fazla endişelenmiyor, 'biz de atar, karşılık veririz' diyebiliyor, kaybetse de takımının kazanmak için elinden geleni yaptığını biliyor en azından. Bunu da başaran Fatih Terim'den başkası değildir. Sadece yönetimin ve teknik heyetin değil, takımın neredeyse tamamının değişmesinden sonra bile ilk defa birlikte oynayan oyuncuların sanki uzun yıllardır birlikte bir takım gibi oynamasını sağlamak takdir edilesi.
Şampiyonlar Ligi
Hayatta olduğu gibi futbolda da gerçekçi olunmalı. Galatasaray tam 6 sene sonra Şampiyonlar Ligi'ne katılacak. Elbette Avrupa Şampiyonluğunun tekrarlanması en büyük dileğimiz ama hemen çıkıp Şampiyonlar Ligi Kupası'nı alacağız derseniz bu sadece iyimser bir temenni olur. Fatih Terim'in 1996-2000 yılları arasında yaptığı gibi, iyi bir iskelet, jenerasyon oluşturulmalı ki, onun için uğraşılıyor. Gruplardan çıkmak, en kötü ihtimalle Avrupa Ligi'ne gitmek, ilk etapta Avrupa'da başarı olarak nitelendirilebilir. İnşaata direkt çatıdan değilde temelden başlayıp, iyi ekiple bu sene gruplardan çıkmak, daha sonra iyi takviyeler ile üst turlar hedeflenmeli. Aynı şekilde Avrupa Ligi'nde de.
Toparlayacak olursak, uzun bir süreden sonra Galatasaray sezon öncesini iyi geçirdi. Süper Kupa dopingi ile de lige moralli giriyor. Savunmaya halen transfer gerekiyor. Son oynanan Süper Kupa maçındaki gibi, golü yiyip, üstüne 10 kişi kaldığında bile pes etmeyen, pres yapıp sürekli saldıran, rakibini sahasına hapseden bir Galatasaray maçı kazanamasa zevkli maçlar izlettirecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder