Barcelona - Real Madrid maçı bugün oynanacak olan Galatasaray - Fenerbahçe maçına çok benziyor aslında. Bu maçta da o maçta da kazanan işi bitirecek. 54 maçtır evinde yenilmeyen Barcelona ve bu sezon kendi gol rekorunu egale eden Real Madrid hafta arasında Şampiyonlar Ligi'nde rakiplerine yenildi. İki ekipte de biraz 'şimdi sizinle uğraşamam' havası vardı.
Real Madrid'in de, Barcelona'nın da kadro seçimleri biraz şaşırttı. Bayern Münih maçında kötü bir performans gösteren ve son dakikada Lahm'dan çalım yiyip, asist yapmasına neden olan Coentrao'yu değilde Marcelo'yu bekliyordu herkes. Kaka ile Mesut'un aynı anda oynaması da diğer bir dedikoduydu. Ama Bayern Münih ilk 11'i ile sahadaydı Madrid. Guardiola ise Pique, Fabregas, Pedro ve Sanchez gibi isimleri yedek başlatıp, Thiago ve Tello'yu ilk 11 başlattı. Şu artık çok açık bir gerçek ki Real Madrid, fizik-kondisyon açısından dünyanın en iyilerinden. İlk yarıda sol çizgiye yapışan Ronaldo ve duran toplar ile etkili olmaya çalıştı Madrid ve 16. dakikada da Khedira ile golü buldu. Puyol topu uzaklaştırmakta geç kalınca, Khedira doğru zamanda, doğru yerde, doğru müdahaleyi yaptı. Pepe gerçek mevkisinde oynadığı zaman ne kadar iyi şeyler yapabileceğini önce Bayern, sonra da Barcelona maçında gösterdi. Khedira ve Xabi Alonso ile birlikte önde basan Madrid, Barcelona'yı çok iyi durdurdu. Messi ve Xavi istediği topları alamadı ve pas hatasına zorlandılar.
Barcelona'da Busquets, Thiago ve Tello aşırı derecede sırıttı. Alves adeta bir forvet gibi sağ kanatta çok önde kaldı ama faydalı olamadı. Adriano çok sınırlı bir bek olduğunu gösterdi. İkinci yarıda da durum aynıydı. Madrid çok iyi kapanıp, iyi pres yapıp, Xavi, İniesta, Messi üçlüsünü oynatmayıp kazandığı toplar ile kontra aradı. Organize bir şekilde ceza sahasına giremedikleri için uzaktan şu atmayı deneyen Xavi'nin yerine oyuna giren Sanchez, Tello'nun harcadığı sayılı net Barcelona ataklarından birinde, dönen topta karambolde durumu eşitledi. Kalan 20 dakika çok şeye gebeydi ama 99 Bin kişiyi susturan isim Mesut'un harika ara pasına iyi koşu yapıp, iyi de vuran Ronaldo oldu. Gol sevinci görülmeye değerdi. Real Madrid'in hemen cevap vermesi de çok önemliydi.
Guardiola'nın kumarı tutmadı. Thiago ve Tello, El Clasico'yu kaldıramadı. Oyuncu seçimlerinde ve değişikliklerinde hatası vardı. Rakip ceza sahasını ve ceza sahası önünü adeta delik deşik eden, rakiplerini bezdiren Barcelona'nın, kendi evinde Real Madrid'e karşı 90 dakika boyunca sadece 2 net pozisyonu vardı ama hak eden taraf, aynı zamanda kazanan taraf oldu. Jose Mourinho bu sefer oyuncularını sakin tutabildi ki, ortamın gerilmesi sadece Barcelona'nın işine geliyordu. Çünkü Madridli oyuncular kötü etkilenip, motivasyon kaybı yaşıyorlardı. Madrid takım olarak çok iyiydi ve takım savunmasının güzide örneklerinden birisini sergiledi. Xavi Alonso maçın yıldızıydı. Maç boyunca Di Maria dışında sırıtan bir isim olmadı.
Puan farkı bir ara 10'a çıkmıştı ama üst üste puan kayıpları ile 4'e düşmüştü. Real Madrid istediğini aldı. Barcelona 54 maç sonra evinde kaybetti. Jose Mourinho, Real Madrid'in başında Barcelona'yı Nou Camp'ta ilk kez mağlup etti. Ayrıca Real Madrid kalan 4 maçından 12 puan çıkartırsa, ligi 100 puan +100 gol ile bitirecek. Ronaldo ligdeki 42. golünü attı. Ayrıca Khedira'nın attığı gol, Real Madrid'in bu sezon ki 159. golüydü ve 1959-1960 sezonundaki 158 gollü rekorunu da kırdılar. Puan farkı 7'ye çıktı ve 4 maç var. Real Madrid zor maçlar oynayacak ama El Clasico galibiyeti 3 puandan çok psikolojik olarakta olumlu etkiler. Hafta arası iki takımda Şampiyonlar Ligi yarı final rövanç maçı oynayacak. Şampiyonlar Ligi finalinde bir El Clasico daha izlememiz yüksek ihtimal.
Sakin, sakin....
Alves sağ önde forvet gibi kalmadı, zaten sağ forvet pozisyonunda oynadı. Barcelona 4-3-3 ile değil 3-4-3 ile oynadı.
YanıtlaSil