24 Ocak 2012 Salı

Gerçekleşmeyen Shaqiri Transferi




Son günlerde şike iddiaları ve 58. madde konuları dışında Galatasaray'ın gündemini meşgul eden en önemli olay transfer konusu. Özellikle ligin ikinci devresinde gittikçe hissedilen orta sahada yaratıcı oyuncu ihtiyacı için öne çıkan en büyük aday Shaqiri idi. Sol ayağını çok etkili kullanan, fiziki açıdan güçlü, ikili mücadelelerde yıkılmayan,  gelecek vadeden, yaratıcı bir kanat oyuncusu. Basel'e yaptığımız ilk teklifin reddedildiği açıklandı. Dün Ünal Aysal ve Fatih Terim'in yaptığı toplantıda aldığı karar ile fiyat arttırıldı ve yeni teklif yapıldı. Basel bu teklifi de kabul etmedi ve transfer gerçekleşmedi. Transfer döneminin kapanmasına 1 hafta kaldı. Olumsuz da olsa netleşmeliydi artık. Alternatifleri vardır mutlaka. Değerlendirilecektir.

Özellikle son yıllarda Galatasaray olarak son dakika gereksiz transferlerine alıştık, alıştırıldık. Taraftar tepkisi ile gerçek anlamda, her yönü ile düşünülmeden yapılan transferler hem ekonomik açıdan hem de takım olgusu açısından derin yaralar açtı. Vizyonu olmayan, teknik direktör ile görüşmeden, ekonomik açıdan zarar edebileceği düşünülmeden yapıldı transferler. Zaten genel anlamda Türk takımlarının en büyük zaafı bu. Ama bu sene başında Fatih Terim'in gelmesiyle birlikte bu konuda önemli yol alındı. Transferlerde ince eleyip sık dokuduğumuz için yapılan bir çok transfer nokta atışı oldu. Muslera, Eboue, Selçuk, Melo, Elmander, Ujfalusi ligdeki bütün takımlarda banko oynayabilecek oyuncular. Doğru yapılacak 1-2 takviye ile Avrupa'da da etkili olunabilir. İşin sadece ekonomik boyutu değil, takım içi dengeler ve ileriye dönük düşünceler ile hareket ediliyor. Belki Shaqiri'yi transfer edemedik ama vizyon transferini gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz. Artık 'hurraaa' mantığı ile değil de, transferi her açıdan düşünüp hareket etmemiz çok önemli bir konu. Galatasaraylı taraftarlar kadar, yöneticiler ve teknik ekipte tabii ki iyi oyuncuları Galatasaray'da görmek istiyorlardır. Bu konuda şüphem yok. Ama bu vizyondan ödün vermemek gerekir. Yukarıda bahsettiğim gibi, son dakika da ne olduğu bilinmeyen, tamamen taraftar baskısı ile oyuncu alınmaz umarım. Bu konuda en çok sorun yaşayan takımlardan birisiyiz.

Bir de başkanlara, yöneticilere, Fatih Terim'e değil de, duyumculara, dedikoduculara inanıp, beklentiye girip, transfer olmayınca da yöneticilere, ekibe sallayanlar var ki, çok yazık.


Fatih Terim ne demişti?

Bir transfer ayında önümüzü yüzlerce oyuncu geliyor. O gün, o şart, o dinamikler içerisinde bazen antrenörler hayır diyebilirler. Bu bir kaç yıl sonra önünüze 'kardeşim bunu getirdik istemedin' diye çıkarsa, yanlış olur. Bu çok ucuz olur. O günkü şartlar ne gerektirir kimse bilemez. O yüzden hata yapıyoruz zaten. Ben Galatasaray'ın, bulunduğum konum içerisinde düşünebileceğim her şeyini düşünmek zorundayım. Ekonomisini, taktiğini, tekniğini, uyar-uymazını da düşünmek zorundayım. 
...

'Biz getirdik hoca istemedi' tarzı bir tavır olursa bu hoş değil. Transfer dönemlerinde mesaj yağıyor. Aklınıza neresi gelirse. Zaten millet Galatasaray'ın ihtiyacını bizden önce hissetmiş, biliyor zaten. 'Bu kesin orada müthiş oynar, nasıl almazsınız', herkes Maradona. Almayınca biz suçluyuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen