12 Ocak 2012 Perşembe

Melo: Esas olan...

Felipe Melo'nun Fifa'ya verdiği röportajdan kesitler










Aslında kıtanın en büyük takımlarından biri olan Juventus da bu sezon Avrupa kupalarına katılamadı. Bence bir diğer büyük takım Galatasaray'a transfer olmam çok fazla şeyi değiştirmedi. Aslında esas önemli olan futbolcunun bulunduğu yerde kendini önemli hissetmesi. Birçok insan bana, 'Juventus'a ayak uydurmuştun, neden Galatasaray'a gittin' diye sordu. Ancak aradığım buydu: yeni bir meydan okuyuş, şampiyonluklar için mücadele ve taraftarla kaynaşmak. Bunların hepsini burada buldum.


Esas amacımız olan lig şampiyonluğunu kazanamamanın yanı sıra, Avrupa kupalarına katılma hakkı da elde edemedik. Sonra ortalık sakinleşti. Yeniden iyi futbol oynuyorum ve Galatasaray'da taraftarın sevdiği bir isim olmam uzun zaman almadı. Evet, bu yüzden yeniden doğuş doğru kelime. Doğru kararı verdiğimi düşünüyorum. Kariyerimin en iyi futbolunu oynadığımı söyleyemem, ancak kesinlikle keyif alıyorum.



Juventus ile buradaki fark, benim daha fazla serbestliğe sahip olmam. Buraya geldiğimde teknik direktör Fatih Terim, ne zaman istersem ileri çıkabileceğimi, rakip ceza sahasına koşular yapabileceğimi, arkada yerimi dolduracak kişiler olacağını söyledi. Babam bana, 'iyi savunma yapar, en az bir gol atar, 4 kez ileri çıkar ve topu 2 kezden fazla kaptırmazsan, o zaman iyi maç çıkarmış olursun' derdi. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum.

Sorumluluk, zaten büyük bir takımın formasını giydiğinizde sizdedir. Forma numarası fark etmez.

Yine de 10 numarayı giymemin beni daha iyi bir oyuncu yaptığına inanıyorum. (Gülerek) Bazen 10 numaraların yaptığı gibi iyi oynuyorum ve Ronaldinho gibi paslar atıyorum.

PİTBULL LAKABI

İtalya'da bana gladyatör derlerdi, burada pitbull diyorlar. Fena değil, değil mi ? Bunun topu kapmak ve rakibin oyununu bozmak üzerine kurulu oyun tarzımla ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu keyif aldığım bir iş ve takım arkadaşlarımı da canlandırıyorum. Sorun şu ki birçok insan pitbull lakabını olumsuz bir şey olarak görüyor. Sadece koşuyormuşum ve topla oynamıyormuşum gibi. Ben kendimi böyle görmüyorum, çünkü yetenekli olduğumu biliyorum. İyi pas veren bir futbolcuyum ve çok hata yapmıyorum. Son dünya kupasında en yüksek isabetli pas oranıyla oynayan futbolculardan biriydim. Robinho'nun çeyrek finalde Hollanda'ya attığı golün pasını da ben vermiştim. Hala paslarımı geliştirmeye çalışıyorum.

 Pitbull olduğumu kabul ediyorum, ama tarzı olan bir pitbull'um.

 MİLLİ TAKIM

Bazı insanların sürekli olumsuz unsurların üzerine gitmesi beni sinirlendirmiyor. Artık olumsuz eleştirilere alıştım. Tek bir olaya dayanarak çok sinirli olduğumu, kırmızı kart göreceğimi söylüyorlar. Çok kez sarı ve kırmızı kart gördüm, ancak sorun insanların sadece bunu hatırlayarak milli takım için yaptıklarımı gözardı etmeleri. Konfederasyon Kupasını kazanan kadroda yer alıyordum. Tek yenilgi ve tek beraberlik aldık. Kalan maçları kazandık ama Robben'in bacağına bastığımda her şey unutuldu. Ancak işler artık biraz farklı, bugünlerde fazla kart görmüyorum.

Son dünya kupasında çok şey öğrendim. Güçlü bir kişiliğe sahibim, ancak kendimi kontrol etmeyi öğrenmem gerek. Hollanda mağlubiyetinin bana çok şey kattı.


Milli takım konusunda acele etmiyorum. İşleri doğal akışına bırakıyorum. Bir süredir takımdaydım ve bu bir hayalin gerçekleşmesiydi. Ülkemi temsil etmek benim için ana amaç ve bunu yerine getirmek için sıkı çalışacağım. Formumu koruyabilirsem, göze çarparsam ve beladan uzak durursam tekrar milli takıma dönmemem için neden yok. Kimse takıma katkımı tartışamaz, sorun kırmızı kartlardı, bunu halledersem geri dönebilirim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Beğen